Sakarya'yı seviyoruz. Sakarya için çalışıyoruz.
ARA
Kayıt Bulunamadı
Firma ekle

Elektromanyetik vibrasyonlu dalgıç pompalar haberleri

Genç Dalgıç Hayatını Kaybetti
Sapanca Gölü’nde temizlik çalışması sırasında suya giren ve vurgun yediği değerlendirilen 31 yaşındaki dalgıç, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Yaklaşık 21 gün önce evlendiği öğrenilen genç dalgıçtan geriye, sosyal medya hesabında paylaştığı su altı görüntüleri kaldı. Olay, Sapanca Gölü’nde gerçekleşti. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ), içme suyu temin edilen gölde yürüttüğü temizlik çalışmaları kapsamında profesyonel dalgıç ekibiyle 2 bin 500 metrelik hat boyunca oluşan tortu ve bitkileri vakum yöntemiyle temizlemeye devam ediyordu. Bu çalışmalar sırasında, SASKİ’de görevli dalgıç Melikcan Yenişen (31), su altına dalış gerçekleştirdi. Ancak iddiaya göre, metrelerce derinlikte vurgun yiyerek fenalaştı. Diğer dalgıçlar tarafından sudan çıkarılan Yenişen, hemen Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı fakat yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Yenişen’in kesin ölüm nedeni, yapılacak otopsi sonucunda netlik kazanacak. Yenişen’in kısa süre önce evlendiği öğrenilirken, sosyal medyada paylaştığı su altı görüntüleri geriye kaldı. Belediyeden Açıklama Sakarya Büyükşehir Belediyesi, yaşanan acı olay nedeniyle bugün saat 17.30’da Tarihi Uzunçarşı’da gerçekleştirilmesi planlanan proje tanıtım töreninin ertelendiğini duyurdu. Açıklamada, “SASKİ’de dalgıç hizmeti veren mesai arkadaşımızın hayatını kaybetmesi dolayısıyla program ileri bir tarihe ertelenmiştir. Çalışma arkadaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine baş sağlığı diliyoruz” ifadeleri yer aldı. Başkan Alemdar’dan Taziye Mesajı Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar da taziye mesajında, “SASKİ Genel Müdürlüğümüzde görev yapan dalgıç Melikcan Yenişen kardeşimizi görevi başında kaybettik. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına sabırlar diliyorum. Mekanı cennet olsun” dedi. Alemdar ayrıca, Uzunçarşı 3. Etap tanıtım programının ertelendiğini duyurdu.
Sakaryalı dalgıç kurtarılamadı
İstanbul'da bir tersanede gemiye su altında kaynak yaparken fenalaşan Sakaryalı dalgıç Serhat Şaştı, hayatını kaybetti.
İstanbul'da bir tersanede su altında bir gemiye kaynak yapan Sakaryalı dalgıç Serhat Şaştı, suyun altındayken bir anda fenalaştı. Ekip arkadaşları tarafından sudan çıkarılan 57 yaşındaki Serhat Şaştı hastanede yoğun bakıma alındı. İlk belirlemelere göre kalp krizi geçirdiği öğrenilen Serhat Şaştı, hayatını kaybetti. Öte yandan Serhat Şaştı, 2018 yılında 350 kilogramlık domuz avıyla haber olmuştu.
Sakarya AFAD'dan 4 dalgıç Rize'ye gönderildi

Sakarya AFAD'ta 4 dalgıç dün gece Rize'de yaşanan sel felaketinde arama kurtarma faaliyetlerine katılmak üzere yola çıktı.

Rize'nin Ardeşen ilçesinde sağanak etkili olurken, dereler taşınca köy yolları, ulaşıma kapandı.

Bazı evlerin zemin ve bodrum katlarını ise su bastı. Sel ve heyelan felaketinde ölü sayısı 2’ye, kayıp sayısı ise 6’ya yükseldi. Güneysu ilçesinde de heyelanın yol açtığı hasar gün ağarınca ortaya çıktı.

Kaybolan vatandaşları arama tarama çalışmalarına destek vermek üzere; Sakarya AFAD İl müdürlüğünden; 4 dalgıç personel, 2 araç ve 1 bot gece saat 03:20'de Rize'ye hareket etti.

 

Sakarya'da Boğulma Şakası Dalgıç Polisleri Harekete Geçirdi

Karasu'da 3 gencin gece saatlerinde denize girdikten sonra birbirlerine "İmdat boğuluyorum" diye şaka yapması sonucunda Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı dalgıç polis ekipleri de harekete geçti. 2 saatlik süren ekiplerin çalışması sonucunda herhangi bir boğulma vakasına veya bulguya rastlanamadı.

YAKLAŞIK 2 SAAT SÜREN ARAMA

Bu olay, Karasu'nun Yalı Mahallesi Doğu Karadeniz Caddesi üzerinde bulunan 18'inci kule mevkiinde 2 gün önce meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, sahilde bulunan 5 kişi, denizden "İmdat boğuluyorum" diye birinin bağırdığını iddia ederek durumu sağlık ve cankurtaran ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda cankurtaran ekibi sevk edildi. Cankurtaranlar, hızla denize girerek sesin kaynağına ulaşmaya çalışırken durum polis ve sahil güvenlik ekiplerine bildirildi. Ekipler saatlerce denizin içerisinde araştırma yaparken olayın aslı polis ekiplerinin soruşturması sonrasında ortaya çıktı. Yapılan soruşturma neticesinde 3 gencin denize girdiği ve birbiriyle şakalaşmak için boğulma numarası yaptığı sahilde bulunan 5 kişinin de bu sesleri gerçek sanması üzerine ihbarda bulunduğu belirlendi. Denizin içerisinde şakalaşan gençler ise ifadeleri alınmak üzere Karasu İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Şakalaşmanın sonrasında ise olaya netlik kazandırılmak adına bölgeye Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı dalgıç polis ekipleri sevk edildi. Ekiplerin yaklaşık 2 saat süren çalışmasının ardından ise herhangi bir boğulma vakasına ya da bulguya rastlamayınca arama çalışmalarına son verildi.

Kaynak : İHA

Sakarya Barosu'nda "Elektromanyetik kirlilik" konuşuldu
Sakarya Barosu Çevre Kent ve İmar Hukuku Komisyonu tarafından düzenlenen Kentimizde Elektromanyetik Kirlilik ve İnsan Sağlığı konulu panel Baro Konferans Salonunda yapıldı.

Sunumunu Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Müh. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Şeker, Sakarya Ünv. Elektrik Elektronik Müh. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci ve Bilgi Ünv. Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bilge Zeynep Balaban’ın yapmış olduğu panelde Elektromanyetik Kirliliğin özellikle kansere yol açan etkileri üzerinde duruldu. Baro Başkanı Av. Zafer Kazan’ın yapmış olduğu açılış konuşmasında:

“Bu panelde geleceğimizi konuşacağız. Bu konunun neden bu kadar önemli olduğunu kamuoyu ile paylaşacak ve önemli uyarılarda bulunacağız. Üzülerek söylüyorum ki tam “Aptallık Çağı”nda yaşıyoruz. Kendimizi geleceğimizi göz göre göre yok ediyoruz. İnsanlar belki 100 yıl sonra diyecekler ki “Dünya bir zamanlar ne kadar güzel bir yermiş! Yeryüzü yeşil, gökyüzü maviymiş”. Soracaklar sonra; “Bu insanlar neden bile bile kendi sonlarını hazırlamışlar, dünyamızı mahvetmişler böyle? Kendilerini bu kadar mı değersiz görmüşler!” Değerli misafirler; Henüz vaktimiz var! Geleceğimizi kurtarmak mümkün. İşte bugün bunları konuşacağız.” dedi.

Konuşmasında tarihten örnekler de veren Baro Başkanı Kazan;

Bir zamanlar “kurşunlu-kurşunsuz” benzini ayrımı vardı, hatırlar mısınız? Sonra ne olduysa bir anda “kurşunlu benzin” hayatımızdan sesiz sedasız çıkıverdi! Dünyayı kurşunlu benzinden kurtaran adam, Clair Cameron Patterson, Amerikalı Jeokimyacı! Dünyanın yaşını hesaplamaya çalışıyordu ama bir sorun vardı! Meteor taşları üzerindeki yaptığı ölçümler değişkendi. Bir ölçüm diğerini tutmuyor ve kurşun oranı sürekli değişiyordu. Sonunda izole bir ortamda incelemesini tamamladı ve bu defa atmosferde artan kurşun oranının nedenlerini araştırmaya koyuldu. O yıllarda kurşun hemen her üründe kullanılıyordu, dolayısıyla çok ciddi sermaye grupları vardı. Kurşun, motorlardaki vuruntuyu engellediği için özellikle benzine katılıyordu. Patterson, kurşunun insan sağlığına çok ciddi zararlar verdiğini, insanı hasta ettiğini, zehirlediğini ve öldürdüğünü söylüyordu. Karşı çıkanlar ise, yapılan idrar tahlillerinde hiçbir zehirli atığa rastlanmadığını dolayısıyla iddiaların yersiz olduğunu ve insanlar için endişe edecek bir durumun olmadığını ileri sürüyorlardı. Basın ve sermaye gücü ile kamuoyuna “endişeye mahal yok” mesajı veriyorlardı. Patterson, nihayet kurşunun idrarda değil kaslarda ve kemiklerde biriktiğini ileri sürdü ve hayatı boyunca mücadelesine devam etti! Karşısında devlet ve büyük sermayeli şirketler mevcuttu, işini kaybetti, dışlandı ve yalnızlığa mahkûm edildi.

"Vazgeçmeyeceğiz"

Patterson’un 1934 yılında başlattığı bu mücadele sonunda kurşunlu benzin, 1987’li yıllarda hayatımızdan sessiz sedasız ayrıldı ve o günden bu güne binlerce insan işte bu nedenle, kemiklerde ve kaslarda kurşun birikmesi nedeniyle zehirlenmiyor, ölmüyor! Bugün ise elektromanyetik gibi çok daha sinsi bir tehlike ile karşı karşıyayız ve fakat yine gereğini yapmayan, insan hayatına değer vermeyen, duyarsız zihniyetlerle karşı karşıyayız! Ama vazgeçmeyeceğiz, her platformda her durumda bu tehlikeyi seslendirecek ve yasa yollarını sonuna kadar kullanacağız.” diyerek sözü sunum yapacak panelistlere bıraktı.

Erenler Trafik Parkı ciddi tehlike

İlk konuşmacı olarak Sakarya Ünv. Elektrik Elektronik Müh. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci söz alarak Elektromanyetik Kirliliğinin elektrikli aletlerden kaynaklandığını belirtti. Bu kirliliğin insan sağlığını en fazla etkilediği alanların başında baz istasyonları, yüksek gerilim hatları ve cep telefonları olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çerezci; “Elektromanyetik Kirlilik

özellikle çocuklar ve yaşlılar üzerinde ciddi tehlike arz ediyor. Pek çok Avrupa ülkesi durumun farkında ve önlemler alıyorlar. Bizde de Avrupa Birliği uyum sürecinde çeşitli yasal düzenlemeler yapıldı fakat yeterli değil. Maalesef bizim yasalarımızda belirlenen üst değerler diğer Avrupa ülkelerinin çok çok üzerinde.”

“Örneğin Erenler Trafik Parkı olarak kamuoyunun yakından bildiği o park yüksek gerilim hattı altında yapılmış olup ölçülen yüksek değerler halk sağlığını özellikle çocuk sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor.”

Öncelik halk sağlığı olmalı

“Peki, şimdi soruyoruz konu ile ilgili bu belediye nasıl bir çalışma yaptı? Bir eylem planı var mı? Yaşanması muhtemel kötü sonuçların sorumluluklarını kim üstleniyor?” diyen Prof. Dr. Çerezci konuşmasına şöyle devam etti;

“Yönetimsel duyarlılık gerekiyor. Kent idarecileri halk sağlığını öncelikli olarak sağlamak ve bu yönde kararlar almak zorundalar.”

Prof. Dr. Çerezci’nin ardından söz alan Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Müh. Öğretim Üyesi Prof. Selim Şeker ise, Elektromanyetik kirliliğin ekonomik kaygılar ve yönetimlerdeki idarecilerin bilinçsizlikleri nedeniyle çok daha vahim bir tablo yarattığını” söyledi.

"Kobay olarak kullanılıyoruz"

“İsteğimiz dışında, bilinçsiz bir şekilde bu deneyin içinde kobay olarak kullanılıyoruz. Uzman olarak bize sormuyorlar. Maalesef sonuçlarını bildiğimiz bir deney bu.”

Bu sonuçların uzun vadede ortaya çıkacağını ifade eden Prof. Şeker: “Duyu organlarımızla algılayamadığımız bu kirliliğin kısa vadede baş ağrıları, uykusuzluk, halsizlik, depresyon gibi rahatsızlıklara yol açarken uzun vadede hücre yapısını bozduğunu ve kansere sebebiyet verdiğini” söyledi.

"Sorumluluk belediyelerde"

Elektromanyetik Kirliliğin önlenmesinde en büyük sorumluğun belediyelere ait olduğunu belirten Prof. Dr. Şeker, şehir planlamasında yüksek gerilim hatlarının dikkate alınmasını, baz istasyonlarının gelişi güzel yerleştirilmesine izin verilmemesi gerektiğini ifade etti.

Prof. Selim Şeker bireysel olarak alabileceğimiz önlemler de olduğunu belirtirken “Dizüstü bilgisayarları doğrudan kucağınızda kullanmayın, cep telefonlarını mümkün olabildiğince az ve mutlaka kulaklıkla kullanın.“ dedi.

"10 dakikası da bir, 1 saati de"

Erenler Trafik Park ile ilgili yetkililerin yapmış olduğu günde 1 saatini parkta geçiren bir çocuğun bu elektromanyetik alandan etkilenmeyeceği şeklindeki bir soruya da cevap veren Prof. Şeker : “Böyle bir şey olabilir mi? Bu açıklama hangi bilimsel rapora dayanarak yapılıyorlar? On dakikası da, bir saati de aynı tehlikeyi içeriyor.” dedi.

"Çocuklar risk altında"

Bilgi Ünv. Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Zeynep Bilge Balaban ise, elektrikli aletler tarafından çevreye yayılan dalgaların ‘Radyasyon’ olduğunu ve bu radyasyonun direk olarak hücre yapısına etkide bulunarak hücrenin bozulmasına sebep olduğunu ifade etti. Bu bozulma sonucunda kanserlerin oluşma sürecinin en az 5 – 10 yılda tamamlandığını bazı kanser türlerinde bu sürenin 20 yılı bulabildiğini söyledi. Özellikle çocukların risk grubu içinde yer aldığını söyleyen Dr. Balaban: “Daha önce yapılan araştırmalar ile elektromanyetik radyasyon dalgalarının çocukluk çağında görülen bir kanser türü olan lösemiyi tetiklediğini kanıtlanmıştır.” dedi.

Panel sonunda katılımcılara teşekkür eden Başkan Kazan kendilerine günün anısına plaket takdim etti.


İşte o panelden görüntüler:
Sakarya Barosu'ndan "Elektromanyetik Kirlilik ve İnsan Sağlığı" paneli

Sakarya Barosu, ilimizi de yakından ilgilendiren “Elektromanyetik Kirlilik ve İnsan Sağlığı” konulu panel düzenleniyor.

Sakarya Barosu Çevre Kent ve İmar Hukuku Komisyonu tarafından düzenlenen “Elektromanyetik Kirlilik ve İnsan Sağlığı” konulu panele Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Müh. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Şeker, Sakarya Ünv. Elektrik Elektronik Müh. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci ve Bilgi Ünv. Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bilge Zeynep Balaban katılacak.

 

Çocuk sağlığı üzerinde etkisi

30 Ocak Cumartesi günü 13.00 – 17.00 saatleri arasında Sakarya Barosu Hizmet Binası Konferans Salonunda düzenlenecek olan panelde Elektromanyetik kirlilik ve bunun özellikle henüz gelişimini tamamlamamış olan çocuklar üzerindeki etkisine dikkat çekilecek.

Panelde şehir planlamasında elektromanyetik alanların göz önünde bulundurulması gerekliliği ve bu elektromanyetik kirlilikten nasıl korunulacağı da ele alınacak.

Sivil Toplum Kuruluşları, Belediye Başkanlıkları ve ilgili resmi kurumların da davet edildiği panele tüm Sakarya halkının davetli olduğu belirtildi.

Genç Dalgıç Hayatını Kaybetti

Oku

Sakaryalı dalgıç kurtarılamadı

Oku

Sakarya AFAD'dan 4 dalgıç Rize'ye gönderildi

Oku

Sakarya'da Boğulma Şakası Dalgıç Polisleri Harekete Geçirdi

Oku

Sakarya Barosu'nda "Elektromanyetik kirlilik" konuşuldu

Oku

Sakarya Barosu'ndan "Elektromanyetik Kirlilik ve İnsan Sağlığı" paneli

Oku

Elektromanyetik vibrasyonlu dalgıç pompalar iş ilanları

Dalgıç pompa ve hidrofor işinde çalışacak usta veya yetiştirilmek üzere elemanlar alınacaktır.

Düzenle
Alt Limit: Yok
Counter: 210