Seramik Boya Koruma

İstanbul Kız Yurtlarında Güvenlik Önlemleri: 7/24 Koruma ve Acil Durum Sistemleri İstanbul’da kız öğrenci yurtları, sadece konfor ve sosyal imkanlarla değil, güvenlik sistemleriyle de ön plana çıkıyor. Özellikle şehir merkezindeki yurtlar, öğrencilerin huzurlu ve güvenli bir ortamda yaşamalarını sağlamak için çeşitli önlemler alıyor. 1. 7/24 Güvenlik Gözetimi Özellikler: Kamera sistemi, güvenlik personeli ve giriş çıkış kontrolleri Faydalar: Öğrencilerin güvenliği sürekli olarak takip edilir; yabancı girişleri engellenir Uygulama: Yurt girişlerinde kartlı geçiş sistemleri ve resepsiyon kontrolleri 2. Acil Durum Sistemleri Özellikler: Yangın alarmı, acil çıkış yolları ve ilk yardım malzemeleri Faydalar: Olası tehlikelere karşı hızlı müdahale imkanı Uygulama: Düzenli tatbikatlar ve güvenlik eğitimleri ile öğrenciler bilgilendirilir 3. Bina ve Oda Güvenliği Özellikler: Oda kapılarında kilit sistemleri, güvenli pencere tasarımı Faydalar: Öğrencilerin kişisel alanı korunur ve hırsızlık riskleri azaltılır Uygulama: Her öğrenci için ayrı kart veya anahtar sistemi 4. Çevre Güvenliği Özellikler: Yurt çevresinde aydınlatma, kamera ve güvenlik devriyesi Faydalar: Gece saatlerinde dahi güvenli bir ortam sağlanır Uygulama: Yurt bahçeleri, park alanları ve giriş yolları sürekli kontrol edilir 5. Öğrencilerin Rolü ve Bilinçlendirme Özellikler: Güvenlik kurallarına uyum, acil durum prosedürlerinin bilinmesi Faydalar: Olası tehlikelerde öğrenciler doğru adımları atabilir Uygulama: Yurt oryantasyon programları ve bilgilendirme seminerleri.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ), Sapanca Gölü’nden temin edilen içme suyunun kalitesini korumak için başlattığı temizlik çalışmalarına aralıksız şekilde devam ediyor Profesyonel dalgıç ekibi ile 2 bin 500 metrelik hat içinde devam eden çalışmalar kapsamında doğal yollar ile oluşan tortu ve bitkiler vakum yöntemi ile temizleniyor. Temizlik çalışması 45 gün boyunca devam edecek 45 gün boyunca sürmesi planlanan temizlik süreci sonunda hattın iletim kapasitesi artacak. İşlemler tamamlandığında ise Sapanca Gölü’nün içme su kalitesinin sürdürebilirliği güvence altına alınacak. Kıyı kesiminden bin 200 metre kadar uzaklıkta devam eden hat temizliği ise bir ay boyunca devam edecek. “Sapanca Gölü, içme suyu kalitesi açısından çok özel bir konumda” 45 yıllık meslek tecrübesine sahip profesyonel balık adam ve dalış amiri Ahmet Tezer, “Bugüne kadar birçok baraj ve içme suyu hattında görev aldım. Ancak Sapanca Gölü içme suyu kalitesi açısından son derece özel bir konumda. Vatandaşlarımızdan bu değeri korumaları ve kirletmemeleri konusunda duyarlılık bekliyoruz” dedi. “Gölün kapasitesi sınırlı, kullanımda tasarruf şart” Dalış gözetmeni Özcan Karabulut, Sapanca Gölü’nün korunması gerektiğine dikkat çekerek, “25 metre derinlikte, kıyıdan bin 206 metre açıkta çalışıyoruz. Sapanca Gölü, içme suyu olarak kullanım açısından son derece yüksek değerlere sahip. Ancak sınırlı bir kapasitesi var. Yoğun nüfus, artan su tüketimi ve azalan yağışlar, bu doğal kaynağın sınırlarını zorluyor. Herkesi suyu dikkatli ve tasarruflu kullanmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Şehrin büyüyen turizm sektörüyle birlikte artan deniz atıkları, deniz ekosisteminin korunması adına ciddi bir tehdit oluşturuyordu. Ancak Antalya Büyükşehir Belediyesi ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, bölgenin denizlerini korumak için güçlü projeler geliştirdi. Yeni Atık Yönetimi Projeleri ile Temiz Deniz Hedefi Antalya'da, deniz kirliliğiyle mücadele için atık yönetimi projeleri hız kazanıyor. Özellikle kıyı boyunca yürütülen temizlik çalışmaları, denizlerin temizlenmesine büyük katkı sağlıyor. Yeni geliştirilen atık toplama sistemleri, deniz ve sahil bölgelerinde biriken plastik atıkları, organik materyalleri ve diğer zararlı unsurları etkili bir şekilde topluyor. Deniz Temizliği İçin Teknolojik Çözümler Antalya'da, deniz temizliği için teknolojiden faydalanan projeler de hayata geçiyor. Özellikle deniz yüzeyindeki atıkları toplayabilen özel "deniz aracı" sistemleri, suyu temizleme işlemini hızlandırırken, su altı ekosistemine zarar vermemek için hassas yöntemler kullanılıyor. Bu araçlar, her gün kilometrelerce alanı tarayarak deniz yüzeyindeki atıkları toplamaktadır. Deniz Koruma Alanları ve Sürdürülebilir Projeler Antalya, denizlerin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için deniz koruma alanları oluşturuyor. Bu alanlarda, balıkçılık faaliyetleri ve diğer su altı operasyonları sıkı denetimlere tabii tutuluyor. Ayrıca, dalgıçlar ve deniz biyologları tarafından yapılan deniz araştırmaları, deniz ekosistemlerinin sağlığını izliyor. Bu çalışmalar, balık popülasyonları ve deniz yaşamını korumak adına büyük önem taşıyor. Eğitim ve Farkındalık Projeleri Antalya'daki deniz temizlik projeleri yalnızca fiziksel temizlikle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda halkın çevre bilincini artırmayı hedefleyen eğitim projeleri de devreye sokuluyor. Belediye, yerel halk ve turistler için deniz kirliliğinin önlenmesine dair farkındalık kampanyaları düzenliyor. Ayrıca, plajlarda ve limanlarda bilinçli atık toplama uygulamaları yaygınlaştırılıyor. Turizmle Uyumlu Çevre Dostu Politikalar Antalya'nın dünya çapında bilinen plajları, sadece yerli turistler değil, aynı zamanda yabancı turistler tarafından da yoğun ilgi görüyor. Bu sebeple, denizlerin temizliği, Antalya'nın turizm başarısı için de kritik bir faktör. Şehirdeki oteller ve tatil köyleri de çevre dostu uygulamalarla, deniz kirliliğini önlemeye yönelik katkılarda bulunuyor. Turistler, tatil yaparken deniz kirliliğiyle mücadele eden projelere aktif olarak katılım gösterebiliyor. Gelecek Vizyonu: Temiz Bir Antalya Antalya'nın deniz temizliği projeleri sadece yerel bir sorunu çözmekle kalmayıp, tüm Akdeniz bölgesine örnek olabilecek nitelikte. Şehir, denizleri koruma konusunda sadece ulusal düzeyde değil, uluslararası alanda da adından söz ettiriyor. Ayrıca, denizlerin korunması için yapılan yatırımların, Antalya'nın ekonomik yapısına katkı sağlaması da bekleniyor. Temiz denizler, bölgedeki balıkçılıkla ilgili sektörlerin, turizm işletmelerinin ve diğer yerel ekonomilerin gelişmesini sürdürebilir kılacak.

Veri koruma çok disiplinli bir çalışmadır. Sertifikasyon süreci teknik ve hukuki uzmanlığı bir araya getirmelidir. Türkiye’nin geleceği buna bağlıdır. Veri koruma, yalnızca hukuk değil, teknoloji ve süreç yönetim işidir. SABİDER Sakarya Bilişim Sektörü Derneği olarak, Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun 6 Aralık 2021 tarihinde yayımladığı “Personel Sertifikasyon Mekanizmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ” ve “Veri Koruma Görevlisi Belgelendirme Programı”nı, Türkiye’nin veri güvenliği ve dijitalleşme hedefleri açısından önemli bir gelişme olarak görmekteyiz. Ancak Barolar tarafından bu düzenlemelere karşı açılan iptal davası, bu alanda hukukçular dışındaki bilişim uzmanlarını dışlanmasına neden olmakta ve veri koruma alanında çok disiplinli yaklaşımların önüne geçme riski taşımaktadır. Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) kapsamında tanımlanan “Veri Koruma Görevlisi” rolü, yalnızca hukukçulara değil; bilişim, denetim, süreç yönetimi gibi alanlardan gelen profesyonellere de açıktır. Kişisel verilerin korunması yalnızca hukuki değil; aynı zamanda teknik, organizasyonel ve süreçsel bir sorumluluktur. Türkiye'de de bu alanda başarı, hukukçularla birlikte bilişim uzmanlarının da aktif şekilde süreçlerde yer almasıyla mümkündür. Hukukçular olay vuku bulduktan sonraki işlemlere müdahil olmalıdır. Oysa bilişim uzmanları olay vuku bulmadan önce gerekli koruyucu önlemleri alır ve olayın vuku bulmasının önüne geçerler. Veri Koruma Görevlisi olarak öncelikle bilişimciler yetkin kılınmalıdır. Söz konusu iptal talebi kabul edilirse; hem bilişim uygulayıcıların yetkinleşme yolu tıkanacak, hem de kurumların ihtiyaç duyduğu bilişim alanında ki rehberlik ve teknik desteğe erişimi zarar görecektir. SABİDER olarak, çok disiplinli yetkinlikleri içeren bir sertifikasyon yapısının sürdürülmesini, ülkemizin GDPR ile uyumlu bir yapıya ulaşması ve dijital dönüşüm hedefleri açısından hayati görüyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Nahit GÖK SABİDER Sakarya Bilişim Sektörü Derneği – Yönetim Kurulu Başkanı

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Sakarya'da baraj, gölet ve sulama tesislerinin yanı sıra taşkın koruma ve ıslah çalışmalarıyla da çiftçileri desteklemeye, vatandaşları taşkınların vereceği zararlardan korumaya devam ediyor. DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, tamamlanan Serdivan Deresi 2. Kısım taşkın koruma tesisiyle İlçe Merkezinin taşkın riskinden korunacağını açıkladı. Genel Müdür Mehmet Akif Balta: “Sakarya’da yapımı tamamlanan Serdivan İlçe Merkezi Serdivan Deresi 2.Kısım Taşkın Koruma işi kapsamında; kagir duvar, harçlı pere, dere taban blokajı ve 3 adet çelik yaya köprüsü ile 1.040 metre korkuluk yapılmıştır. Proje ile Serdivan İlçe Merkezini taşkın riskine karşı koruma altına aldık. Sakarya ilimize hayırlı olmasını diliyorum.” dedi.

Sakarya'nın karasu ve Söğütlü ilçelerindeki iki mağara koruma altına alındı. Koruma kararı resmi Gazete'de yayımlandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Karasu Kızılcık Mağarası ile Söğütlü Mağarası için koruma kararı aldı. Söz konusu iki mağara için doğal, estetik, bilimsel ve ekolojik açıdan değerli ancak insanlık yararı açısından sağlık ve eko turizm amaçlı turizm faaliyetleri yapılabilecek nitelikte iki mağaranın doğal dengeler dikkate alınarak kullanılabilecek mağaralar kategorisine girdiği belirtilen koruma kararı Kocaeli Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü'nce onaylandı. Karar Resmi Gazete'de yayımlandı.