Kirasını ödeyemeyen esnaf için emsal karar

Milyonlarca kiracıyı ilgilendiren emsal karar Yargıtay’dan geldi. Bölge Adliye Mahkemesi, pandemi sebebiyle kirada yüzde 50'lik mücbir sebep indirimi kararı verdi. Kararı değerlendiren Hukukçu Doç. Dr. Umut Yeniocak, “ Kirasını ödeyemeyen esnaf, uyarlama davası açarak indirim talep edebilir" ifadelerini kullandı.

Bursa 4'üncü Bölge Adliye Mahkemesi'nden kiracılar için emsal bir karar geldi. Buna göre, Restoran işleten bir kiracı 23 bin liralık kirasını ödeyemediğini söyleyerek, mahkemeye başvurdu. Kirada yüzde 50 indirim talep eden esnafın, içinde bulunduğu durum gözetilerek, tedbir kararı verildi. Kirası da 11 bin 500 liraya indirildi.
 

KİRA SÖZLEŞMELERİ HAKKINDA BİLGİ VERDİ
 

Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğr. Üy. Doç. Dr. Umut Yeniocak, alınan kararın detaylarını aktararak pandemi döneminde kira sözleşmeleri hakkında bilgi verdi. Salgın nedeniyle faaliyetleri durdurulan ya da kısıtlanan işyerlerindeki kiracıların kira bedelinde indirim talebinde bulunabileceklerini belirten Doç. Dr. Yeniocak, kiracıların indirimden başka, ödemenin ertelenmesi ve/veya taksitlendirilmesi gibi taleplerde bulunma hakkına da sahip olduklarını söyledi. Bu tür olağanüstü süreçlerde mahkemelerin sözleşmelere müdahalesinin Türk hukuk sisteminde mümkün olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Yeniocak, "Ancak bunun için dava açılması gerekir. Uyarlama davaları dediğimiz bu davalar, öngörülemeyen gelişmeler karşısında mahkemelerin sözleşmelere müdahale etmesi için açılır.


HUKUKEN KABUL EDİLEMEZ
 

Kira ilişkilerinde bu davalar genelde kira bedelinin indirilmesi şeklinde karşımıza çıksa da Covid-19 sürecinde yaşanan birçok örnekte, kira bedelinin indirilmesinin yanında; işyerinin kapalı kaldığı dönem için kira ödenmemesi, cironun önemli ölçüde düştüğü dönemler için ödemelerin ertelenmesini ve/veya taksitlere bölünmesini gerektiriyor. Mahkemelerin bu ihtiyacı karşılayacak şekilde uyarlama kararları vermesi de mümkündür" diye konuştu. İşyerleri kapatılan işletmecilerin bu süreçte işyerini kullanamaması sebebiyle kira ödememesinin hukuken gerekçelendirilebilecek bir talep olduğunun altını çizen Doç. Dr. Yeniocak, "İşyerinin kapalı olması kendisinin kusuru olmadığından, işyeri sahibinden hiçbir şey olmamış gibi, kapalı olan işyerinin kirasını tamamen ödemesinin istenmesi hukuken kabul edilemez" ifadelerini kullandı.
 

MAHKEME KİRAYI 23 BİNDEN 11 BİN 500 LİRAYA İNDİRDİ
 

Pandemi sürecinde konuyla ilgili olarak açılan davalarda kiracılar lehine kararların çıkmaya başladığına dikkat çeken Doç. Dr. Umut Yeniocak, Bursa'da verilen bir kararda mahkemenin, kira bedelinin dava süresince yarı oranda indirimli olarak ödenmesi konusunda bir tedbir kararı aldığını söyledi. Bursa'daki davaya ilişkin Doç. Dr. Yeniocak, "Bursa 4'üncü Bölge Adliye Mahkemesinde verilen tedbir kararında, kiracı bir restoran işletiyor. Salgın sebebiyle cirosu önemli ölçüde düştüğü için 23 bin liralık kirasının yüzde 50 oranında indirilmesi için dava açıyor. Dava süresince de kiranın indirimli 11 bin 500 lira olarak ödenmesi için tedbir kararı talep ediyor. Mahkeme tedbir kararı vermeyince bir üst mahkeme olan Bursa Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yapılıyor. Bölge Adliye Mahkemesi de emsal bir karar vererek; tedbir kararı verilmezse kiracının zor durumda kalacağını ve işyerini tahliye etmek zorunda kalacağını, bu durumda davanın anlamsız hale geleceğini belirterek dava süresince kiranın indirimli olarak ödenmesi için tedbir kararı veriyor" dedi. Doç. Dr. Yeniocak, "Konut kiralarında ise, kiracı, salgın sebebiyle işini kaybetmiş, işyeri kapanmış ya da geliri önemli ölçüde azalmış olduğu için kirasını ödeyemez hale gelmişse indirim talebiyle uyarlama davası açabilir" bilgisini paylaştı.


MÜCBİR SEBEP NE DEMEK?
 

Mücbir sebep, hukukta görevin, taahhüdün ve sorumluluğun yerine getirilmesine engel teşkil edebilecek nitelikte bulunan ölüm, iflas, hastalık, tutukluluk ve buna benzer hallerdir. ‘Mücbir sebep' hukukta, bir sorumluluğun yerine getirilmesini veya bir hakkın veya hukuksal imkânın veya kanuni bir avantajın kullanılmasını veya talep edilmesini, kısmen veya tamamen, geçici veya daimi surette engelleyen, bu niteliği dolayısıyla sorumluluğu kaldıran veya yerine getirilmesini, süresini ve vadesini geciktiren veya sorumluluğun niteliğini değiştiren, bir hakkın veya hukuksal imkânın veya kanuni bir avantajın kullanılmasına ilişkin sürelerin yeniden tanınmasını, sürelerin uzatılmasını veya eski hale iade edilmesini gerekli ve zorunlu kılan, kişinin önceden beklemediği, öngöremeyeceği ve tahmin edemeyeceği, beklese ve tahmin etse bile, kişilerin alabilecekleri her türlü tedbirlere rağmen meydana gelmesini engelleyemeyeceği, kişilerin tedbir alma ve ihmalde bulunmama yükümlülüklerini aşan nitelikte ve ağırlıkta olan, dıştan (kişinin işletmesi dışından) gelen, olağanüstü, olağan dışı ve mutad ve devamlı olanın dışında gerçekleşen nitelikte bir olay, olgu veya durumdur. Bu engel, doğal afetler (deprem, sel, seylap, kasırga vb.), sosyal patlamalar (büyük çaplı isyan çıkması, genel grev vb.), hastalıklar, mevzuatla getirilen getirilen yasaklamalar ve engellemeler, ablukalar, ambargolar, kişilerin özel mal varlığına büyük çaplı ve tamamen el koymalar, büyük ekonomik krizler, kazalar, hırsızlıklar, yangınlar gibi sayısız türde ve çok değişik şekillerde ortaya çıkabilmektedir.

3 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]