"Taviz Vermenin Adı Ne Zamandır Sorun Çözmek Oldu"
Saadet Partisi Sakarya İl Başkanı, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokolde Dağlık Karabağ'ın işgalinin sona erdirilmesi şartının hiç gündeme gelmediğini ve Azerbaycan ile Türkiye arasında tarihi köklere dayanan kardeşlik ilişkilerinin zedelendiğini söyledi.
Dış politika ve ekonomik alandaki gelişmeleri değerlendirmek üzere İl Başkanlığında basın toplantısı düzenleyen İsmet Aksoy, Karabağ işgali sona ermeden ve bir milyon Azeri'nin vatanlarına gelmeden bu anlaşmanın imzalanmaması gerektiğini belirtti.
AKP hükümetinin önemli bir dış politika zafiyetine daha imza attığını savunan Aksoy, “Bu protokol ile Ermenistan’ı Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştıracak demiryolu projesi, Nabucco vasıtasıyla enerji nakil hatları projesi ve Karayolu projesi gibi çok ciddi imkânlar da Ermenistan’a sunulmuştur. Böylesine önemli bir konunun öncelikle mecliste görüşülmesi gerekmez miydi? Ermeni devlet yetkililerinin yaptığı açıklamalar, hem Karabağ işgali konusunda, hem de sözde soykırım iddiaları ile ilgili savunduklarında en ufak bir değişikliğe gitmeyeceklerini ortaya koymuştur. Hal böyleyken bu imza niçin atılmıştır? Sormak istiyoruz: Taviz vermenin adı ne zamandan beri sorun çözmek oldu?” dedi.
Cılız Tepki Değil, Etkin Müeyyide!
Son günlerde İsrail'in Filistin halkına uyguladığı baskı ve zulmün giderek arttığını dile getiren Saadet Partisi İl Başkanı Aksoy, halkın tam bir ablukaya alındığına ve sert müdahaleler gördüğüne işaret etti.
“Başbakan Erdoğan, son yaptığı ABD seyahatinde ayağının tozuyla ilk olarak ülkedeki etkin Yahudi çevreleri ve lobileriyle buzları eriten bir davranış sergilemiştir. Şimdi de İsrail'in Filistin halkına karşı uyguladığı baskılara karşı AKP hükümeti sessiz kalmaktadır. Yapılan zulme ne Başbakan Erdoğan'dan ne de Dışişleri Bakanı Davutoğlu'ndan herhangi bir tepki gelmemiştir. Başbakan'ın Davos'ta ‘One Minute’ çıkışını hatırlıyoruz. Ancak belirtmek istiyoruz ki, bu tepkiyi göstermenin asıl şimdi zamanıdır” şeklinde konuşan il başkanı, Erdoğan'ın terör devleti İsrail karşısındaki perde arkası tavrı ile kameralar önündeki açıklamaları arasındaki tutarsızlığın devam ettiğini bildirdi.
Neredesin Ey İnsanlık?
İşgallerini ve kıyımlarını dünya kamuoyundan tepki almadan pervasızca yürüten Siyonist rejimin, İslam dünyasındaki sessizlikten cesaret aldığına vurgu yapan İsmet Aksoy, “Ağızlarını her açtıklarında barıştan, insan haklarından bahseden gelişmiş ülkeler sessizdir. En acısı ve ağırı da İslam ülkelerinin yöneticileri ve İslam Konferansı Örgütü, Arap Birliği sessizdir. Neredesin ey insanlık? Başta Türkiye olmak üzere İslam Konferansına üye bütün ülkelerin İsrail'e karşı ciddi bir adım atması zamanı çoktan gelmiştir. Mescid-i Aksa Müslümanların namusu, insanlığın onurudur ve kültürel mirasıdır. Cılız tepkiler değil, etkili müeyyideler ortaya konmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti bu imkânı değerlendirecek acil planlar yapmalıdır” diye konuştu.
Küresel Sermayeye Sadakat
İstanbul'da gerçekleşen IMF-Dünya Bankası Zirvesine de değinen Aksoy, bu buluşmaya ev sahipliği yapan AKP hükümetinin, IMF ve uluslararası sermayeye sadakatini bir kez daha gösterdiğini ifade etti.
IMF ve Dünya Bankası deyince akla acı reçeteler ve emekçi halkın ödeyeceği ağır faturaların geldiğini kaydeden İl Başkanı Aksoy, bu uygulamaların Türkiye'nin ekonomik ve dolayısıyla siyasal bağımsızlığına yönelik tehditler oluşturduğuna dikkat çekti. Türkiye örneğinde olduğu gibi dünyada IMF ile çalıştığı halde işsizlik sorununa çözüm bulan, ödemeler dengesini düzelten, bütçe açıklarının büyümesinin önüne geçen, gelir dağılımını iyileştiren tek bir ülke gösterilemeyeceğini söyleyen Aksoy, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İsteğimiz ve gayemiz ülkemizin küresel sermayeye esaretten kurtulması, ülkemiz kaynaklarının ve zenginliklerimizin gelirinin insanımız arasında adil dağılımıdır. Bunun yolunun da IMF programlarından değil, ulusal programlardan geçtiği artık gün gibi ortadadır.”
Dış politika ve ekonomik alandaki gelişmeleri değerlendirmek üzere İl Başkanlığında basın toplantısı düzenleyen İsmet Aksoy, Karabağ işgali sona ermeden ve bir milyon Azeri'nin vatanlarına gelmeden bu anlaşmanın imzalanmaması gerektiğini belirtti.
AKP hükümetinin önemli bir dış politika zafiyetine daha imza attığını savunan Aksoy, “Bu protokol ile Ermenistan’ı Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştıracak demiryolu projesi, Nabucco vasıtasıyla enerji nakil hatları projesi ve Karayolu projesi gibi çok ciddi imkânlar da Ermenistan’a sunulmuştur. Böylesine önemli bir konunun öncelikle mecliste görüşülmesi gerekmez miydi? Ermeni devlet yetkililerinin yaptığı açıklamalar, hem Karabağ işgali konusunda, hem de sözde soykırım iddiaları ile ilgili savunduklarında en ufak bir değişikliğe gitmeyeceklerini ortaya koymuştur. Hal böyleyken bu imza niçin atılmıştır? Sormak istiyoruz: Taviz vermenin adı ne zamandan beri sorun çözmek oldu?” dedi.
Cılız Tepki Değil, Etkin Müeyyide!
Son günlerde İsrail'in Filistin halkına uyguladığı baskı ve zulmün giderek arttığını dile getiren Saadet Partisi İl Başkanı Aksoy, halkın tam bir ablukaya alındığına ve sert müdahaleler gördüğüne işaret etti.
“Başbakan Erdoğan, son yaptığı ABD seyahatinde ayağının tozuyla ilk olarak ülkedeki etkin Yahudi çevreleri ve lobileriyle buzları eriten bir davranış sergilemiştir. Şimdi de İsrail'in Filistin halkına karşı uyguladığı baskılara karşı AKP hükümeti sessiz kalmaktadır. Yapılan zulme ne Başbakan Erdoğan'dan ne de Dışişleri Bakanı Davutoğlu'ndan herhangi bir tepki gelmemiştir. Başbakan'ın Davos'ta ‘One Minute’ çıkışını hatırlıyoruz. Ancak belirtmek istiyoruz ki, bu tepkiyi göstermenin asıl şimdi zamanıdır” şeklinde konuşan il başkanı, Erdoğan'ın terör devleti İsrail karşısındaki perde arkası tavrı ile kameralar önündeki açıklamaları arasındaki tutarsızlığın devam ettiğini bildirdi.
Neredesin Ey İnsanlık?
İşgallerini ve kıyımlarını dünya kamuoyundan tepki almadan pervasızca yürüten Siyonist rejimin, İslam dünyasındaki sessizlikten cesaret aldığına vurgu yapan İsmet Aksoy, “Ağızlarını her açtıklarında barıştan, insan haklarından bahseden gelişmiş ülkeler sessizdir. En acısı ve ağırı da İslam ülkelerinin yöneticileri ve İslam Konferansı Örgütü, Arap Birliği sessizdir. Neredesin ey insanlık? Başta Türkiye olmak üzere İslam Konferansına üye bütün ülkelerin İsrail'e karşı ciddi bir adım atması zamanı çoktan gelmiştir. Mescid-i Aksa Müslümanların namusu, insanlığın onurudur ve kültürel mirasıdır. Cılız tepkiler değil, etkili müeyyideler ortaya konmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti bu imkânı değerlendirecek acil planlar yapmalıdır” diye konuştu.
Küresel Sermayeye Sadakat
İstanbul'da gerçekleşen IMF-Dünya Bankası Zirvesine de değinen Aksoy, bu buluşmaya ev sahipliği yapan AKP hükümetinin, IMF ve uluslararası sermayeye sadakatini bir kez daha gösterdiğini ifade etti.
IMF ve Dünya Bankası deyince akla acı reçeteler ve emekçi halkın ödeyeceği ağır faturaların geldiğini kaydeden İl Başkanı Aksoy, bu uygulamaların Türkiye'nin ekonomik ve dolayısıyla siyasal bağımsızlığına yönelik tehditler oluşturduğuna dikkat çekti. Türkiye örneğinde olduğu gibi dünyada IMF ile çalıştığı halde işsizlik sorununa çözüm bulan, ödemeler dengesini düzelten, bütçe açıklarının büyümesinin önüne geçen, gelir dağılımını iyileştiren tek bir ülke gösterilemeyeceğini söyleyen Aksoy, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İsteğimiz ve gayemiz ülkemizin küresel sermayeye esaretten kurtulması, ülkemiz kaynaklarının ve zenginliklerimizin gelirinin insanımız arasında adil dağılımıdır. Bunun yolunun da IMF programlarından değil, ulusal programlardan geçtiği artık gün gibi ortadadır.”
14 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]