Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası (TEÇ -SEN) Genel Başkanı Ümit Demirel, sendikaların taraf olma yeri değil tavır koyma yerleri olduğunu söyledi.
TEÇ-SEN Sakarya Şube toplantısı Adapazarı Ticaret Borsası toplantı salonunda yapıldı. Toplantıya katılan Genel Başkanı Ümit Demirel, TEÇ-SEN'in son zamanlarda benlik duygusunun yükselen trendini durdurmak, bizi biz yapan değerlerin yok edilmesini önlemek, bizi eğitim çalışanları olarak değil de üye yapılması gereken dolgu malzemesi olarak görülmesinin önüne geçmek, umut tacirliğine son vermek için kurulduğunu kaydetti.
Demirel, TEÇ-SEN'in hak verilmez alınır mantığı ile eğitim çalışanlarının tümünün birlik ve beraberlik içinde hareket edeceği bir platform olduğunu belirterek, "Eğitim hizmetleri iş kolunda faaliyet gösteren 13 sendikanın varlığı ümit verici olmasına rağmen 14 yıldır bizlerin ortak sorunlarımızı çözemediklerini söylemek yanlış olmaz. Ortak diyorum çünkü memuruyla hizmetlisiyle, şoförüyle, kalorifercisiyle, teknisyeniyle, teknikeriyle, mimar ve mühendisiyle her kadronun ortak sorunlarına baktığımızda 3 büyük sorun olduğunu hemen gözümüze çarpıyor. Birincisi ek ders veya başka bir ad altında iyileştirme isteniyor ve bu uzun yıllardır söyleniyor. İkincisi eğitim öğretime hazırlık ödeneğidir ki her sene mutlaka verilecek denip, verilmeyen bir haktır. Bu güne kadarda alınamamıştır. Üçüncüsü ise atama ve yer değiştirmelerinin standardı olmaması, yani amirlerin iki dudağının arasında olması. Her toplu görüşme sürecinde bu sorunlarımız dile getireceği söylenir ama toplu görüşme tutanaklarını incelediğimizde bu sorunların esamesi bile okunmadığı görülür.
Hem Milli Eğitim Bakanlığı, Hem de mevcut sendikaların eğitim çalışanlarını üvey evlat gibi görmesi gizliliğini devam ettirse de, TEÇ-SEN olarak Bakanlık evimiz, üvey evlat değiliz sloganlarımız ile üvey evlat olmadığımızı ve Türk eğitim sistemi içinde varlığımızın kabul edilmesini istiyoruz" dedi.
Türkiye'de sendikacılık anlayışının değişmesi için tabandan gelen tepki hareketlerinin yapılması gerektiğini belirterek, "Sendikaların taraf olma yeri değil, tavır koyma yeri olduğunu tüm kamu ve eğitim çalışanlarına ispatlanarak, sendikalara güvenin tekrar sağlanması için ciddi adımlar atıldır. Sendikaların artık üretimden gelen gücünü kullanması, iletişim ve diyalog kurmanın teslimiyet olmadığını, tabandan gelen taleplerin dikkate alınması ve her ne olursa olsun kişisel çıkar çatışmasına girilmeden üyelerin hak ve menfaatleri için aynı platformda, aynı amaçla ve aynı söylemle sivil toplum örgütü olmanın gerekleri yerine getirilmelidir" diye konuştu.
![<font face="arial,helvetica,sans-serif" size="2">Hem Milli Eğitim Bakanlığı, Hem de mevcut sendikaların eğitim çalışanlarını üvey evlat gibi görmesi gizliliğini devam ettirse de, TEÇ-SEN olarak Bakanlık evimiz, üvey evlat değiliz sloganlarımız ile üvey evlat olmadığımızı ve Türk eğitim sistemi içinde varlığımızın kabul edilmesini istiyoruz" dedi. <br />Türkiye'de sendikacılık anlayışının değişmesi için tabandan gelen tepki hareketlerinin yapılması gerektiğini belirterek, "<font color="#000080">Sendikaların taraf olma yeri değil, tavır koyma yeri olduğunu tüm kamu ve eğitim çalışanlarına ispatlanarak, sendikalara güvenin tekrar sağlanması için ciddi adımlar atıldır. Sendikaların artık üretimden gelen gücünü kullanması, iletişim ve diyalog kurmanın teslimiyet olmadığını, tabandan gelen taleplerin dikkate alınması ve her ne olursa olsun kişisel çıkar çatışmasına girilmeden üyelerin hak ve menfaatleri için aynı platformda, aynı amaçla ve aynı söylemle sivil toplum örgütü olmanın gerekleri yerine getirilmelidir"</font> diye konuştu. <br /></font>](/_next/image?url=https%3A%2F%2Fsrcdn.sakaryarehberim.net%2Fpictures%2Fhaber_detay%2Fresim33530.jpg&w=3840&q=75 "<font face=\"arial,helvetica,sans-serif\" size=\"2\">Hem Milli Eğitim Bakanlığı, Hem de mevcut sendikaların eğitim çalışanlarını üvey evlat gibi görmesi gizliliğini devam ettirse de, TEÇ-SEN olarak Bakanlık evimiz, üvey evlat değiliz sloganlarımız ile üvey evlat olmadığımızı ve Türk eğitim sistemi içinde varlığımızın kabul edilmesini istiyoruz" dedi. <br />Türkiye'de sendikacılık anlayışının değişmesi için tabandan gelen tepki hareketlerinin yapılması gerektiğini belirterek, "<font color=\"#000080\">Sendikaların taraf olma yeri değil, tavır koyma yeri olduğunu tüm kamu ve eğitim çalışanlarına ispatlanarak, sendikalara güvenin tekrar sağlanması için ciddi adımlar atıldır. Sendikaların artık üretimden gelen gücünü kullanması, iletişim ve diyalog kurmanın teslimiyet olmadığını, tabandan gelen taleplerin dikkate alınması ve her ne olursa olsun kişisel çıkar çatışmasına girilmeden üyelerin hak ve menfaatleri için aynı platformda, aynı amaçla ve aynı söylemle sivil toplum örgütü olmanın gerekleri yerine getirilmelidir"</font> diye konuştu. <br /></font>")