SAÜ "Kriz ve Kritik Konferansları"

Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından düzenlenen ‘Kriz ve Kritik Konferansları’nda, üniversite konusu masaya yatırıldı.

Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından düzenlenen ‘Üniversitenin Kriz ve Kritiği’ Konferansı 24-25 Nisan tarihlerinde SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplamda 6’ayrı oturumda gerçekleştirilen Üniversite’nin Kriz ve Kritiği Konferansında, Üniversite ve Bilimsel Performans, Üniversitenin Ekonomi Politiği, Eğitim Niteliği, Lisansüstü Eğitim ve Etik, Üniversite ve Siyaset, Üniversitenin Misyonu Üniversite ve Toplum konuları ele alındı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan SAÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Prof. Dr. Kemal İnat, Üniversitenin Kriz ve Kritiği isimli konferansın YÖK tasarısının eleştirildiği bir dönemde yapılmasının ne kadar doğru bir seçim olduğunun farkına vardıklarını söyledi. Öğrencilerin akademik panel ve konferanslara yeterince ilgi göstermemesinin üniversitelerde gerçek anlamda krizin bulunduğuna işaret eden Prof. Dr. İnat, “Bir üniversitede düşündüğünü ifade edecek ortamlarda bulunmayı tercih etmeyen öğrenci varsa orada problem vardır” dedi. Üniversitelerin iyi bir mühendis yetiştirirken yalnızca bilgi yüklediklerini, toplumla ilgili bir şey kazandırmadığını belirten Prof. Dr. İnat, “İyi bir mühendis işini iyi yapan kişi demek değildir. Toplumu anlayan, çözümleyen, analiz edebilen, çözüm üretebilen ve tüm bunlarla beraber işini iyi yapan kişi demektir” diye konuştu. lk oturumda Osmanlı son dönemiyle Cumhuriyet ilk dönemi hakkında uzmanlaşan İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Alkan’ın sunumu yer aldı. Ülkemizdeki üniversite sayısının son yıllardaki artışla beraber 170’i bulduğunun dile getirildiği sunumda önlisans ve lisans öğrencilerinin sayıları kadar üniversite kapısında bekleyen adayların olduğuna dikkat çekildi. Mevcut üniversite sayısının iki katına çıkarılması gerektiğine de değinildi. Sayı arttıkça eğitim kalitesinin düşme ihtimalinin yükseldiğini söyleyen Doç. Dr. Alkan, “Kontrol ve denetim mekanizması iyi çalışırsa eğitim kalitesinin düşme ihtimali zamanla azalacaktır” açıklamasında bulundu.Üniversitelerin \'ne kadar eski, o kadar iyi\' mantığında yayın yaptığına dikkat çeken Doç. Dr. Alkan, “İstanbul Üniversitesi’nin logosunda 1453 rakamı bulunmaktadır. İstanbul Üniversitesi’nin kuruluş yılını 1453 olarak lanse ediyorlar. Hâlbuki 1863 yılında kurulmuştur. İlk olarak “Darülfünûn-ı Osmani” ismini kullandı. Fakat yöneticiler ‘ne kadar eski, o kadar iyi’ mantığındalar. Böyle bir şey söz konusu değildir” diye konuştu.

“Eğitimin kalitesi yapılara harcanan paralarla doğru orantıda değildir."

İkinci oturumun açılış konuşmasını SETA Vakfı Temsilcisi Dr. Zafer Çelik yaptı. Dünyada rektörlerin seçimle değil de atamayla üniversitelerin başına geldiğinin altını çizen Çelik, “Rektör atamalarının eleştirildiği tek ülke biz değiliz. Tüm dünyada rektörler atamayla üniversite yönetiminin başına geliyorlar” diye konuştu. Çelik, Kurumsal özgürlüğün olmadığı bir üniversitede akademik özgürlüğün de sağlanamayacağını söyledi. Geçtiğimiz hafta Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da akademik temaslarda bulunmak üzere görüşme gerçekleştiren Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas konuşmasında eğitimin kalitesini belirlemede yararlanılan kıstaslara değindi. Riyad’da 20 milyar dolar harcanarak yapılan yeni bir üniversite ile karşılaştıklarından bahseden Rektör Prof. Dr. Elmas, “Eğitimin kalitesi yapılara harcanan paralarla doğru orantıda değildir. Sakarya Üniversitesi yaklaşık yarım milyar dolara mal olmasına rağmen eğitim kalitesi çok daha yüksek bir üniversite” diye konuştu. Öğretim üyelerine gereğinden fazla iş yüklendiği sürece akademik çalışmalara tam anlamıyla yönelemediği konusuna da değinen Prof. Dr. Elmas, “Bilgiyi aktaran değil, hayatı, yaşamı, geleceği, toplumu öğreten öğretim üyelerine ihtiyacımız var. Bunu da ancak hocalarımızın üzerinden iş yükünü alarak gerçekleştirebiliriz” dedi.
Akademik makalelerin yayınlanma sayısına göre yapılan karşılaştırmalarda dünya çapında ilk yüze Türkiye’den giren bir üniversite bulunmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Ural Akbulut, “Almamız gereken daha çok yolumuz var. Bilimsel yayın sayısında dünyada 18. Sıradayız. Sakarya Üniversitesi ise dünya sıralamasında 1421’inci sırada” olduğunu söyledi.
10 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]