Sapanca Gölü Üzerinde Büyük Bir Kirlilik Baskısı Var

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Sapanca Su ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, Sapanca Gölü'nün üzerinde büyük bir kirlilik baskısının oluştuğunu belirterek kirliliğin gölün eko sistemi için tehlike oluşturduğunu söyledi. 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle İÜ Sapanca Su ürünleri Fakültesi'nce 'Sapanca Gölüne Bilimsel Açıdan Bakış Paneli' düzenlendi.

Sapanca Su ürünleri Fakültesi İç Su Ürünleri Uygulama Araştırma Birimi Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen panelde konuşan Su ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Öztürk, Sapanca Gölü'nde çalışan en çok ve eski çalışan kurum olduklarını kaydetti.

Gölün üzerinde büyük bir kirlilik baskısının bulunduğunu anlatan Öztürk, gölden sanayi amaçlı su çekilmesinin gölün eko sistemi için tehlikeli olduğunu vurguladı.

Gölde balıkçılığın olmadığını ifade eden Öztürk, "Biz burayı balıkçılığa açmak istiyoruz. Balıkçılık bu bölgenin insanına para kazandıracak. En önemlisi göldeki kirlenmenin mutlaka önlenmesi ve bu konuda ciddi çaba gösterilmesi gerekiyor. Gölün korunması için herkesin iş birliği yapması lazım. Arıtma sisteminin yapılarak yasa dışı kaçak deşarjların önlenmesi gölün korunması açısından çok önemli.Gölden su alınıyor, bu sorun bitmedi. Bu gölün eko sistemi için tehlikeli." dedi.


EN ÇOK BAKTERİ GÖLÜN BATI NOKTASINDA


İÜ Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Gülşen Altuğ, Sapanca Gölü üzerinde nüfusa bağlı olarak yerleşim yerlerinin artmasıyla , evsel, endüstriyel atıklar ile erozyon meteryali baskılarının arttığını belirtti.

Göl havzasından uzun yıllardan beri çeşitli yollarla göle giren bu atıkların zaman içinde gölün ekolojik yapısını ve su kalitesinin bozulmasına neden olduğunu kaydeden Altuğ, şunları söyledi; " Sapanca Gölü'nde yapmış olduğumuz çalışmalarda göl üzerinde evsel kaynaklı bir kanalizasyon baskısı olduğunu gördük. Bu kirliliğin özellikle batı tarafından başladığını klimatik hareketlerle günlük dalga yağmur ve erozyon baskısıyla gölün orta kesimlerinede zaman zaman taşındığını analizlerimizde gördük. En yüksek bakteri sayısı gölün batı noktasında yer alan Maşukiye Deresi ile Karanlık Dere'nin göle döküldüğü noktada bulundu. Göl ve gölü besleyen su kaynaklarının göle döküldüğü noktalarda yapılan analizlerde gölün batı tarafından sürekli olarak fekal kaynaklı kirlilik aldığı tespit edildi. Göldeki bakterilerin aylara göre dağılımı incelendiğinde eylül, kasım ve mayıs aylarında bakteriyolojik kirliliğin daha fazla arttığını gözlemledik."


AĞIR METAL KİRLİLİĞİ


Sapanca Gölü'nün sürdürülebilir kullanımının ve gelişmesinin sağlanabilmesi için gölü kirleten evsel atıkların oluşturduğu noktasal kirliliğin önlenmesi ve donanımlı bir 'Göl Yönetim Birimi' oluşturulması gerektiğini dile getiren Altuğ, gölün ağır metal kirliliğine de maruz kaldığına dikkati çekti.

Gölün kıyısında bulunan akaryakıt istasyonları, göl çevresindeki yollardan geçen araçların egzoz gazları, yağ ve diğer atıkların yağmur suyu ile birlikte göle ulaştığını anlatan Altuğ, evsel atık, tarımsal ilaç, kimyasal atık girdisi,bölgedeki büyük sanayi tesislerinden salınan kimyasalların hava yoluyla göle karıştığını bununda gölde ağır metal kirliliğine yolaçtığını bildirdi.

Aytuğ, "Gölden toplanan balıklarda tespit edilen ağır metal düzeyleri insan sağlığı açısından tehdir oluşturacak düzeyde değildir. Ancak gölde minumum düzeyde ağır metal kirliliği başlamıştır. Gerekli önlemler alınmazsa ağır metal kirliliği zaman içerisinde ekonomik ve ekolojik olumsuzlıklara neden olacak." diye konuştu.


İSRAİL SAZANI DİĞER BALIK TÜRLERİ İÇİN TEHLİKE OLUŞTURUYOR


Su ürünleri Fakültesi İç Su Ürünleri Uygulama Araştırma Birimi'nde görevli Yrd. Doç. Dr. Hacer Okgerman ise ekonomik tür oldukları için gölde aşırı avcılık nedeniyle turna, tatlu su levreği, yayın ve sazan balıklarının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu söyledi. Gölde süresiz av yasağının bulunduğunu kaydeden Okgerman, avcılığın üreme döneminde yapılmasınında balıklar açısından büyük tehdit oluşturduğuna dikkat çekti.

Göl için önemli derecede tehlike arzeden ve istilacı tür olan İsrail Sazanı'nın kısa sürede ciddi artış gösterdiğini ifade eden Okgerman, şunları belirtti; "Aşırı artış gösteren bu tür diğer balıklar için tehdit oluşturuyor. Bu türün populasyon yapısının kontrolü sonucunda aşırı derecede artış göstermesi durumunda gölün belirli periyotlarla avcılığa açılması gerekiyor."

Diğer yandan panele Sapanca Kaymakamı Mehmet Ceylan, Sakarya İl Çevre ve Orman Müdürü Nurettin Taş ile çok sayıda davetli katıldı.

Panelin ardından konuşmacılar ve davetliler Karasu ilçesine geçerek Sakarya Nehri'nde incelemede bulundu.

15 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]