Özkoç, 'Geyve'deki taş ocağını kim koruyor?'

CHP Sakarya Milletvekili, Genel Başkan Başdanışmanı Engin Özkoç, Geyve’nin Akıncı köyündeki taşocağını, yol açtığı ölümlü facialara, çevre tahribatına ve köylülerin zehir olan hayatına karşı “kimin koruduğunu” Çevre ve  Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye sordu.

Özkoç, mevcut haliyle köylülerin hayatını cehenneme çeviren davalı taşocağının, kapasitesini nasıl 4 katına çıkarmaya kalktığına; kimlerin, neden buna göz yumduğuna yanıt istedi.

Özkoç, TBMM’de, Bakan Özhaseki’nin cevaplaması istemiyle yazılı soru önergesi verdi.

Milletvekili Özkoç, 1970’li yıllardan beri bir şekilde faaliyet gösteren Geyve Akıncı Köyü’ndeki taşocağının, 2013 yılında, bir işçimizin yaşamını yitirdiği göçük faciasıyla gündeme geldiğini hatırlatarak, çelişkilerle dolu süreci şöyle değerlendirdi:

“Bu facia, 5 Ağustos 2013’te meydana geldi, 12’sinde ocağın faaliyeti durduruldu. 3 gün sonra ocak, Nihat Baltaoğlu ve AKP Sakarya Milletvekili Şaban Dişli’nin oğlu Taha Selçuk Dişli’ye devredildi. Bu devrin ardından, nasıl olduysa 2 hafta içinde, Maden İşleri Genel Müdürlüğü ocağın tekrar faaliyete geçmesine izin verdi.

Bölgede kayıtlı alanın dışında da taş çıkarıldığı ve çok yüksek miktarda patlayıcı kullanıldığı yönünde köylülerin şikayetleri oldu. Konu savcılığa intikal etti ve dava açıldı. Köylülerin geçimini sağladığı ıhlamur ağaçlarını köklerinden söken patlamalar, ne tarım ne huzur bıraktı. Bölgedeki doğal hayatı tehdit ettiği gibi, tam üstünden geçen yüksek enerji hattı, hemen yanındaki demir yolu ve Adapazarı Eskişehir karayolu için de tehlike yaratıyor.

GEYVE, RANTA MI TESLİM EDİLİYOR?

Köylüler, bunun için dava açtı. Şimdi bir yanda taşocağının yarattığı tahribatla ilgili dava işliyor, öbür tarafta ise kapasitesini yıllık 350 bin tondan tam 1 milyon 400 bin tona çıkarması için ÇED süreci yürütülüyor.  Nasıl oluyor bu peki! Bilinen ve bilinmeyen yanları yan yana sıraladık ve Bakan’dan yanıt istedik;

Bildiklerimiz; Bu taşocağı ölümlü bir facia sonrası kapatıldıktan 3 gün sonra Şaban Dişli’nin oğluna devredildi, tam 2 hafta sonra da tekrar üretime başladı. Yarattığı tüm tahribat ve tehdit ortadayken kapasiteyi tam 4 katına çıkarmak için süreç başlattı.

Cevap aradıklarımız; Bu taşocağı hangi gerekçeyle kapatıldı? Apar topar devir işlemi nasıl gerçekleştirildi? Kapatılan bir ocak, 2 haftada nasıl tekrar üretime başlatıldı? Taşocağının köylülerin hayatına, çevreye, doğaya, karayolu, demiryolu ve nakil hatlarına yarattığı tehdit ortadayken, sahipleri kime ve neye güvenerek kapasitesini tam 4 kat artırmaya kalkıştı? ÇED süreci nasıl işleyecek? Bu rapor kimlerin onayından, nasıl geçecek? Şaban Dişli’nin 'ranta teslim edilmesin, tarım yapılsın' dediği Geyve, kapasite artırımından nasıl etkilenir, tarım ve insan hayatı ne hale gelir, hesap edildi mi?

Yanıtlarını istiyoruz.

“MEMLEKETİN TAŞI TOPRAĞI, TÜM EVLATLARIMIZIN EMANETİ”

Bu memleketin taşı toprağı, evlatlarımızın, her bir evladımızın emaneti. Bir siyasetçinin çocuğu çıkacak,  çalıştırdığı  taş ocağıyla bölgedeki tüm yaşamı tehdit edecek, yetinmeyip, tam 4 kat büyütmeye kalkacak. Bu talana izin vermeyeceğiz. Taşımızın, toprağımızın, insanımızın hakkını hukukunu sonuna kadar koruyacağız.”
7 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]