Kocasını öldüren kadını, kumasının şahitliği kurtardı
Hendek'te kendisine şiddet uygulayıp darp eden alkollü kocasını bıçaklayıp öldürdüğü iddiasıyla müebbet hapisle yargılanan ve olayın tek görgü tanığı olan kumasının yaptığı şahitlikle özgürlüğüne kavuşan kadın hakkındaki beraat kararı, Yargıtay tarafından onanarak kesinleşti.
Hendek ilçesindeki evlerinde 21 Eylül 2012'de üzerine kuma getiren resmi nikahlı kocası A.Ç.(31) tarafından başka erkeklerle ilişkisi olduğu gerekçesiyle darp edilen, soyularak işkence gören S.Ç.(28), boğazını sıkan kocasını bıçaklayıp öldürdü. Cinayetin ardından tutuklanan S.Ç. hakkında 'kasten yakın akrabayı öldürme' suçlamasıyla Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle dava açıldı. S.Ç. savunmasında, eşiyle aralarında anlaşmazlıklar olduğunu belirterek, " Bu nedenle zaman zaman aramızda tartışmalar yaşanıyordu. Olay tarihinde eşim eve alkollü geldi. Başka erkeklerle ilişkim olduğunu iddia ederek bana vurmaya başladı. Elbiselerimi çıkartıp soydu. Kafamı duvara vurdu. Mutfaktan bıçak alıp yanıma geldi. Boğazımı sıktı. Evde bulunan gayri resmi eşi Ş.Y., kendisini alıp odaya götürdü. Bir müddet sonra yeniden gelip tartaklamaya başladı.Kendimi savundum. Olay kazayla oldu" diyerek kendisini savunmuştu.
Maktulün yakınları ise olayın kaza olduğuna inanmadıklarını belirterek, sanığın cezalandırılmasını istemişti.
Kuması şahitlik yapmıştı
Cumhuriyet savcısı mütalaasında, sanığın kendisine karşı girişilen ısrarlı saldırı karşısında saldırıyı def etmek üzere elindeki bıçağı maktule karşı kullandığını, sanığın meşru savunma sınırını içinde bulunduğu heyecan ve korku sebebiyle aşarak eylemi gerçekleştirdiğinin kabulünün gerektiğini, olayın tek tanığı ile sanığın gayri resmi eşi olan ve hayatın olağan akışına göre sanığın aleyhine beyanda bulunması beklenen Ş.Y'nin ifadesinde, maktulün sanığı başkası ile ilişkiye girmekle suçladığını, bu nedenle sanığı döverek soyunmasını sağladığını, bıçakla sanığa saldırdığını ve boğazını sıktığını beyan ederek sanığın lehine beyanda bulunduğunu belirtmişti.
Temmuz 2013'de davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanığın kendisine yönelmiş gerçekleşen, devamında gerçekleşmesi ve tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı bir şekilde defetmek zorunluluğu ile eylemi işlediğini kaydetmiş. Sanığın suçu meşru müdafaa sınırları içinde işlediği gerekçesiyle beraatına ve tahliyesine karar vermişti. Mahkemenin kararının ardından S.Ç., 308 gün tutuklu kaldığı cezaevinden tahliye olmuştu.
Yargıtay onadı
Davanın temyiz incelemesine bakan Yargıtay 1. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararında isabetsizlik görülmediğini belirterek kararı onadı.
Kadına yönelik şiddet davalarında emsal niteliği taşıyan kararın ardından meşru müdafaadan beraat eden kadın, cezaevinde geçirdiği günler için tazminat talebinde bulunabilecek.
Hendek ilçesindeki evlerinde 21 Eylül 2012'de üzerine kuma getiren resmi nikahlı kocası A.Ç.(31) tarafından başka erkeklerle ilişkisi olduğu gerekçesiyle darp edilen, soyularak işkence gören S.Ç.(28), boğazını sıkan kocasını bıçaklayıp öldürdü. Cinayetin ardından tutuklanan S.Ç. hakkında 'kasten yakın akrabayı öldürme' suçlamasıyla Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle dava açıldı. S.Ç. savunmasında, eşiyle aralarında anlaşmazlıklar olduğunu belirterek, " Bu nedenle zaman zaman aramızda tartışmalar yaşanıyordu. Olay tarihinde eşim eve alkollü geldi. Başka erkeklerle ilişkim olduğunu iddia ederek bana vurmaya başladı. Elbiselerimi çıkartıp soydu. Kafamı duvara vurdu. Mutfaktan bıçak alıp yanıma geldi. Boğazımı sıktı. Evde bulunan gayri resmi eşi Ş.Y., kendisini alıp odaya götürdü. Bir müddet sonra yeniden gelip tartaklamaya başladı.Kendimi savundum. Olay kazayla oldu" diyerek kendisini savunmuştu.
Maktulün yakınları ise olayın kaza olduğuna inanmadıklarını belirterek, sanığın cezalandırılmasını istemişti.
Kuması şahitlik yapmıştı
Cumhuriyet savcısı mütalaasında, sanığın kendisine karşı girişilen ısrarlı saldırı karşısında saldırıyı def etmek üzere elindeki bıçağı maktule karşı kullandığını, sanığın meşru savunma sınırını içinde bulunduğu heyecan ve korku sebebiyle aşarak eylemi gerçekleştirdiğinin kabulünün gerektiğini, olayın tek tanığı ile sanığın gayri resmi eşi olan ve hayatın olağan akışına göre sanığın aleyhine beyanda bulunması beklenen Ş.Y'nin ifadesinde, maktulün sanığı başkası ile ilişkiye girmekle suçladığını, bu nedenle sanığı döverek soyunmasını sağladığını, bıçakla sanığa saldırdığını ve boğazını sıktığını beyan ederek sanığın lehine beyanda bulunduğunu belirtmişti.
Temmuz 2013'de davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanığın kendisine yönelmiş gerçekleşen, devamında gerçekleşmesi ve tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı bir şekilde defetmek zorunluluğu ile eylemi işlediğini kaydetmiş. Sanığın suçu meşru müdafaa sınırları içinde işlediği gerekçesiyle beraatına ve tahliyesine karar vermişti. Mahkemenin kararının ardından S.Ç., 308 gün tutuklu kaldığı cezaevinden tahliye olmuştu.
Yargıtay onadı
Davanın temyiz incelemesine bakan Yargıtay 1. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararında isabetsizlik görülmediğini belirterek kararı onadı.
Kadına yönelik şiddet davalarında emsal niteliği taşıyan kararın ardından meşru müdafaadan beraat eden kadın, cezaevinde geçirdiği günler için tazminat talebinde bulunabilecek.
8 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]