Katsayı Düzenlemesi Lütuf Değil, Hak İadesidir

Sakarya’daki 202. eylemde katsayıdan sonra diğer 28 Şubat uygulamalarının da kalkması gerektiği ifade edildi. Eyleme katılanlar, “Termik santrale ve çimento fabrikasına hayır” kampanyası için imza verdiler.

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu (SAGİRBP), her Cumartesi, saat 12.30’daki adalet ve özgürlük eylemlerine devam ediyor. Bu hafta 202.’si yapılan eylemde, katsayı adaletsizliğinin kaldırılmasına değinilirken, “Bu düzenlemenin de Danıştay engeline takılmasından haklı olarak endişe etmekteyiz. Nitekim, başta fikir babaları Sabih Kanadoğlu olmak üzere tüm yasakçılar, yine sahneye çıkarak açıkça tehditlerini savurmaya başlamıştır.” denildi. Eyleme LÖSDER (Lösemi ve Kanser Hastaları Eğitim Sağlık Derneği) Başkanı Nihal Akar ve dernek mensubu gençler de katılırken, basın açıklamasından sonra “Termik santrale ve çimento fabrikasına hayır” kampanyası için imza toplandı. Platform adına İlim ve Hikmet Vakfı’ndan Tahsin Toksöz okurken, açıklamada “katsayı iptalinin bir lütuf değil, hak iadesi olduğunun altını çizmek isteriz.Yapılan şey, bir yanlışı düzeltmekten ibarettir. YÖK, 12 yıl önce meslek liselilerin ellerinden alınan bir hakkı  yeniden onlara iade etmiştir. Kararı önemli kılan şey, “bin yıl” süreceği iddia edilen “28 Şubat “ ürünü bir uygulamaya son verilmiş olmasıdır.” denildi.

Basın açıklamasında yasakçıların katsayı düzenlemesinin iptaline ilişkin çabaları da kınanırken, şu ifadelerler de Ergenekon savcılarının yerlerinin değiştirilmesi çabasına dikkat çekildi: “Gerek bu hafta Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun sergilemiş olduğu, gerekse geçtiğimiz haftalarda karşılaştığımız diğer manzaralar, ülkemizin koyulaşan ve derinleşen bir yargı vesayetine girdiğini, Türkiyenin adeta yargı kararlarıyla yönetilir hale geldiğini, resmî ideolojinin kırmızı çizgilerini koruma işlevinin birinci derecede yüksek yargı organları tarafından üstlenildiği ve bu uğurda hukukun temel ilkelerini dahi gözardı edip çiğneme fütursuzluğunun sergilenebildiği bir ortamın halen devam ettirilmek istendiğini açıkça göstermektedir. Ancak bizler, bu ülkede güzel şeyler olabileceğine ilişkin ümitlerimizi hiçbir zaman kaybetmediğimizi burada defalarca söyledik. 28 Şubat dönemi artıklarından birisinin temizlenmesi anlamına gelen Katsayı uygulamasının kaldırılmasını bu güzel şeyler için bir başlangıç olmasını diliyor, darısı başörtüsü yasağı ve Kur’ân kurslarına getirilen yaş sınırı gibi diğer 28 Şubat icraatlarına diyoruz.”

Eylemde “Katil Çin yönetimi Doğu Türkistan’ı terk et!” “Dün Srebrenitsa, bugün Gazze, Doğu Türkistan” “Macide Göç Türkmen ve Özlem Hicran Özyurt, başörtüsü mücadelesindeki güzel örneklikleriyle hep aramızdalar”, “Zulüm devam ediyor, sessiz kalmayın!” ve “Merve Şirbini, örtülüydü, öldürüldü! Duydunuz mu?” yazılı dövizler taşınırken, “Zulme karşı direneceğiz” sloganları atıldı.

SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU 202.BASIN AÇIKLAMASI:

KATSAYI İPTALİ BİR LÜTUF DEĞİL, HAK İADESİDİR:

Değerli Sakaryalılar, sayın basın mensupları; Bu haftaki basın açıklamamamıza, güzel bir haberi sizlerle paylaşmanın sevinci içersinde başlamak istiyoruz.

Bilindiği üzere;YÖK Genel Kurulu, 28 Şubat ortamının bir uygulaması olarak, meslek liselilerin üniversiteye giriş yoluna konulan ve on seneyi aşkın süredir uygulanmakta olan katsayı engelini nihayet kaldırdı. Şayet bir engelleme olmazsa, karar gelecek seneden itibaren uygulanacak.

“Tamamen siyasi ve ideolojik kaygılarla milletimize dayatılan bu düzenleme, aradan geçen 11 yılda maalesef telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurmuştur. Bu bağnaz yaklaşım nedeniyle, yüzbinlerce evladımız hak ettikleri üniversitelere girememiş, bu acımasız sistemin kurbanı olmuştur. Başta İmam Hatip Liseleri olmak üzere birçok meslek lisesinin kapısına kilit vurulmak zorunda kalınmıştır. Elbette kaybedilen yılların ve yüz binlerce evladımızın mağduriyetinin telafisi mümkün değildir.Maalesef bu düzenleme için çok geç kalınmıştır. Gönül isterdi ki bu haksızlık çok daha önceden giderilsin. Ne yazık ki, AK Parti iktidarının 7. ÖSS’si de, katsayı ayrımcılığı ve başörtüsü yasağı ayıbının gölgesinde yapıldı. Oysa başından beri bu partiye oy veren kitlelerin öncelikli ve en önemli beklentilerinden biri, bu haksızlıklara âcilen son verilmesiydi.

Gerçi hükümetin bu yönde girişimleri olmadı değil. Ama her defasında statükonun, tehditleri de elden bırakmadan sergilediği inatçı direnişe takıldı. Bu denemelerin sonuçsuz kalmasında, işi temelden çözmenin şartı olan, yapısal ve anayasal reformları yapmadan yola çıkılması da etkili oldu.

Bu nedenle, YÖK’ün farklı katsayı uygulamasını gelecek yıldan itibaren kaldırma yönünde almış olduğu son karar için de aynı risk maalesef geçerli bulunmaktadır. Bu düzenlemenin de Danıştay engeline takılmasından haklı olarak endişe etmekteyiz.Nitekim, başta fikir babaları Kanadoğlu olmak üzere tüm yasakçılar, yine sahneye çıkarak açıkça tehditlerini savurmaya başlamıştır. Katsayı kararını yargıya taşıma riskinin, konuyu Danıştay’a götürmekle sınırlı olmadığı ve yine yargı cenahında başka kanalları da devreye sokma planlarının yedekte tutulduğu, eski YÖK Başkanvekili İsa Eşme’nin tepki açıklamasında görülüyor. Son kararın düz liselileri mağdur ettiğini öne süren Eşme, bir kişinin bu gerekçeyle dâvâ açıp düzenlemeyi iptal ettirmesi halinde 1.5 milyon adayı etkileyecek bir kaosun yaşanabileceğini iddia ederek bir anlamda bunun gözdağı niteliğindeki işaretini vermiş oldu.

Netice olarak, YÖK’ün, çok yönlü ve çok boyutlu tahribatlara yol açmış olan haksız bir 28 Şubat uygulamasını, 10 seneyi aşkın bir gecikmeyle dahi olsa yürürlükten kaldırma noktasına gelmesi elbette memnuniyet verici bir gelişmedir. Bu nedenle , katsayı uygulamasını ortadan kaldıran YÖK Genel kurulunu tebrik ederiz.   Yıllarca  süren haksız bir uygulamaya cesaretle   son verdiler. Ancak, katsayı iptalinin bir lütuf değil, hak iadesi olduğunun altını çizmek isteriz.Yapılan şey, bir yanlışı düzeltmekten ibarettir. YÖK, 12 yıl önce meslek liselilerin ellerinden alınan bir hakkı  yeniden onlara iade etmiştir. Kararı önemli kılan şey, “bin yıl” süreceği iddia edilen “28 Şubat “ ürünü bir uygulamaya son verilmiş olmasıdır.

Gerek bu hafta Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun sergilemiş olduğu, gerekse geçtiğimiz haftalarda karşılaştığımız  diğer manzaralar,  ülkemizin koyulaşan ve derinleşen bir yargı vesayetine girdiğini, Türkiyenin adeta yargı kararlarıyla  yönetilir hale geldiğini, resmî ideolojinin kırmızı çizgilerini koruma işlevinin birinci derecede yüksek yargı organları tarafından üstlenildiği ve bu uğurda hukukun temel ilkelerini dahi gözardı edip çiğneme fütursuzluğunun sergilenebildiği bir ortamın halen devam ettirilmek istendiğini açıkça göstermektedir.

Ancak bizler,Bu ülkede güzel şeyler olabileceğine ilişkin ümitlerimizi hiçbir zaman kaybetmediğimizi burada defalarca söyledik. 28 Şubat dönemi artıklarından birisinin temizlenmesi anlamına gelen  Katsayı uygulamasının kaldırılmasını bu güzel şeyler için bir başlangıç olmasını diliyor, Darısı, başörtüsü yasağı ve Kur’ân kurslarına getirilen yaş sınırı gibi diğer 28 Şubat icraatlarına.  diyoruz..Haftaya yine burada buluşmak ümidi ile..

SAGİR ADINA İLİM VE HİKMET VAKFI

14 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]