İstilacı Yosun Türleri Türk Sahillerini Tehdit Ediyor

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yelda Aktan, katil ve terörist yosun türlerinin Türk sahillerinde hızla yayılmaya başladığını söyledi. Aktan, bulunduğu ortamdaki biyolojik çeşitliliğin ortadan kalkmasına neden olan istilacı türlerinin yayılmasını engellemek için önlem alınması gerektiğini belirtti.

Hint Okyanusu kökenli olan ve dikkatsizlik sonucu atık su yoluyla Akdeniz`e karışan katil yosun İtalya`ya kadar olan bölgede yayıldı. Yayılması kimyasal yöntemlerle engellenemeyen katil yosun, çevreye yaydığı asit sayesinde insanlar için zararsız fakat büyük balıklar için tehdit oluşturuyor. Katil yosunun bir türü olan ve terörist yosun olarak adlandırılan (Caulerpa racemosa) ise küresel ısınmayla beraber deniz suyu sıcaklıklarının artması sonucu Kızıldeniz üzerinden Süveyş Kanalı ile İsrail ve Suriye kıyılarından Türkiye'nin Doğu Akdeniz kıyılarına kadar ulaştı. Deniz canlılarının yaşamını tehdit eden terörist yosun Türk sahilleri içinde büyük tehlike oluşturuyor.

Doç. Dr. Yelda Aktan, yayılımı batıdan doğuya doğru başlayan katil yosunun Türkiye'de sadece İskenderun Körfezi'nde kaydedildiğini ifade etti. Yayılımı doğudan batıya doğru başlayan terörist yosunun ise Doğu Akdeniz'den Tunus, Türkiye, Yunanistan, Fransa ve İtalya'nın Ligurya bölgesi kıyıları başta olmak üzere birçok bölge kıyılarında hızlı yayılım gösterdiğini kaydeden Aktan, terörist yosunun Türkiye sahillerinde Taşucu, Kemer, Kaş, Bodrum, Kuşadası, Ayvalık kıyılarında geniş alanlara yayıldığını son olarak Bozcaada kıyı şeridinde görüldüğünü bildirdi.

Deniz akvaryumlarında katil yosun yetiştiren kişilerin akvaryum sularını bilinçsizce denize dökmeleri sonucu Akdeniz'e giriş yapan zararlı yosun türünün yük gemileri ve özel teknelerin gövdelerine yapışarak uzun mesafeler katettiğini anlatan Aktan, şunları söyledi: "Bu yosun türleri gemi balast suları, teknelerin çapaları, balıkçı ağları ve deniz suyu hareketleri ile bir yerden başka bir yere taşınarak sarmaşık gibi çok hızlı gelişim ve yayılım gösteriyorlar. Çevresindeki balıklar ve diğer canlılar için besin ve barınak oluşturan deniz çayırlarının üzerlerini kaplamanın yanı sıra alan rekabetine sebep olup gelişmelerini engelliyorlar. Dip yapıyı istila ederek canlılarının güneş ışığını kesmekte ve sudaki besin maddeleri alarak rekabet ortamı oluşturuyorlar. Özellikle katil yosun zehirli madde salgılayıp çevresindeki bazı canlı türlerini yok ediyor. Kısacası bu yosun türleri bulunduğu ortamdaki biyolojik çeşitliliğin ortadan kalkmasına neden oluyor. Yayılımcı türlerin aşırı artışı denize girilen kıyılarda rahatsızlığa neden olur bu sebeple turizm sektörü bundan olumsuz etkilenir. Ayrıca sualtı biyoçeşitliliğinin azalmasına neden olarak sualtı turizmini olumsuz yönde etkiler."

İki Yapraktan Büyük Miktarda Yeni Bireyler Oluşturabiliyor

Çevresel parametrelerdeki değişimlere karşı çok dayanıklı olan zararlı yosunların kirlilik sonucu tahrip olan bölgelerde yayılımının daha kolay olduğuna dikkati çeken Aktan, "Dayanıklı yapısıyla su altında 12 dereceye kadar düşük ısılarda hayatta kalabildiği gibi 30 derece gibi yüksek sıcaklıklarda da büyük bir hızla çoğalabiliyorlar. Işık ve suyun olmadığı mağaralarda bile yok olmuyor; yalnızca bir iki yapraktan yeniden büyük miktarda yeni bireyler oluşturabiliyorlar. Bu tür yosunlar örnek alma amaçlı bile koparılmamalıdır. Çünkü koparılan ve dağılan parçalar yeni koloniler oluştururlar." diye konuştu.

Kirlenme ve aşırı avcılığın istilacı türlerin oluşturduğu tahribatın şiddetini arttırdığını belirten Aktan, uyarılarına şöyle devam etti: "Tekne sahipleri, demir aldıktan sonra çapa ve zincirlerini kontrol edip temiz tutmalıdırlar. Tekneler, çapalama esnasında çapayı deniz çayırı yataklarının üzerine atıp yatağı tahrip etmemelidirler. Gemi balast sularının işleme tabi tutup, kıyı sularına boşaltımı kontrol altına alınmalıdır. Balıkçılar, ağları denizden çektikten sonra kontrol edip, bu türlerle karşılaştıklarında ilgili birimlere haber vermelidirler. Dalış yapanlar, bu türlerin dalış esnasında üzerlerine yapışmış olabileceğini göz önüne alarak, dalış bitiminde takımlarını iyice kontrol etmelidirler. Endüstriyel ve evsel atıksu deşarjları arıtılmadan deniz ortamına verilmemelidir. Akvaryumda bu türleri yetiştiren kişilerin bunları denize dökmemeleri ve kullanmayacaklarsa imha etmeleri gerekmektedir."
15 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]