İslami Bankacılığın gelişiminde siyasi faktörler

İslam Ekonomisi ve Finansı Seminerleri devam ediyor. Sakarya Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Enstitü tarafından düzenlenen İslam Ekonomisi ve Finansı seminerlerinin üçüncüsü SAÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Konferans salonunda yapıldı.

Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şakir Görmüş’ün konuşmacı olarak katıldığı üçüncü seminerin konusu “İslami Bankacılığın Gelişiminde Siyasi Faktörler” oldu.
Doç. Dr. Şakir Görmüş, İslami politik hareketler ile İslami bankaların gelişimi arasında yakın bir ilişki olduğunu belirterek, Malezya’daki İslami finansın gelişim sürecinden örnekler verdi. Malezya’da İslami Finanstaki gelişmede hükümet desteğinin önemli olduğunu ifade eden Doç. Dr. Görmüş,  İslami bankacılık ve finans sistemini geliştirmek için planlı bir yaklaşım getiren ilk ülkelerden birinin Malezya olduğunu belirterek, burada kurulan bankalar ve finans kurumlarının gelişiminden bahsetti.

1963’te 1200 üye ile kurulan Tabung Haji (Hac Kurumu)’nin Malezya örneğinde İslami finansın nüvesini oluşturduğunu söyleyen Doç.Dr. Görmüş, Mahathir Hükümetinin İslamcı partiler ile rekabet ve İslami finansın potansiyelinden faydalanma isteğiyle 1983’te yasal düzenlemeleri hayata geçirdiğini belirtti. Hızla büyüyen İslami finans sektörü ile Malezya’nın İslami bankacılık ve sigortacılık alanında bir marka haline geldiğini söyledi.

Doç.Dr. Görmüş, Malezya örneğinin aksine seküler devletlerde de ekonomik sıkışmışlık ve finans ihtiyacının İslami bankacılığa yönelişe yol açabildiğini söyleyerek ’80 İhtilali sonrası askeri dönemde İslami bankacılık alanında atılan adımları buna örnek olarak verdi. Türkiye’deki politik İslamın Necmettin Erbakan tarafından kurulan Milli Nizam Partisiyle siyasi bir kimliğe büründüğünü, parti kapatmalarla politik ilerlemenin kesintiye uğradığını söyleyen Doç.Dr. Görmüş, Özel Finans Kurumları (ÖFK) ile ilgili yasanın 1983 yılında Askeri yönetimin iktidarda olduğu bir dönemde çıkmasının şaşırtıcı olduğunu belirtti. Bunun altında yatan sebeplerden birinin de dini hassasiyeti yüksek olan kesimin tasarruflarının ÖFK’lar aracılığıyla ekonomiye kazandırmak olduğunu belirtti.

Konuşmasının sonunda, Türkiye’deki İslami Finans Kurumlarının gelişim sürecini siyasi gelişmelerle irtibatlandırarak irdeleyen Görmüş, Katılım Bankalarındaki mevduatların toplam bankacılık sektöründeki payının yüzde 6,5 olduğunu belirterek, Kamu Katılım bankalarının kurulmasıyla bu oranın daha da artacağını beklediğini ifade etti.

9 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]