Geleceğin Motor Teknolojileri İTÜ'de Tartışıldı

Shell, Ar-Ge çalışmaları kapsamında akademisyenlerin desteği ile geleceğin enerji alternatiflerini araştırıyor.

Avrupa Birliği’nin öncülüğünde Avrupa Komisyonu tarafından fonlanan Marie Curie Programı kapsamında düzenlenen FCE (Yakıtlar ve Yanma Teknolojileri) Konferansı 08-09 Ekim tarihlerinde gerçekleştirildi.

Bu yıl ikincisi düzenlenen konferansta geleceğin yakıtları ve motorları tartışıldı.

Mühendisler, akademisyenler, otomotiv üreticileri ve mühendislik bölümü öğrencilerinin yoğun olarak katıldığı, güncel makale ve sunumların da yer aldığı FCE 2009 konferansında, Shell’in dünya çapında makaleleri yayınlanmış yakıt teknolojisi uzmanları ile Sakarya Üniversitesi, İTÜ, Lund (İsveç) ve Einhoven Teknik (Hollanda) Üniversiteleri araştırmacıları, temiz ve sürdürülebilir yakıtlar ile alternatif enerji kaynakları ve ileri motor teknolojileri konularında bilgi verdi. Konferansta, teknolojik bilgilerin yanı sıra otomobil kullanımını etkileyen faktörler ve mevcut sistemlerin bu faktörleri nasıl etkilediği de ayrıntılı biçimde tartışıldı.

Yenilikleri Aktardılar

Petrol, gaz, katkılar, kimyasallar ve motorsporları gibi alanlarda pek çok yeni teknolojiye imza atan Shell’in 1940 yılından bu yana faaliyet gösteren Ar-Ge üssü “Shell Global Çözümler ”de görevli “Yakıt Teknolojileri Grubu”ndan Prof. Dr. Gautam T. Kalghatgi, Dr. Andrew Harrison ve Dr. Roger Cracknell, Shell’in geleceğin yakıtları konusundaki 2050 yılına kadar olan vizyonunu sunumlarla paylaştılar. Proje kapsamında Ar-Ge konusunda Shell’e destek veren İTÜ ve Sakarya Üniversitesi adına projenin Türkiye basamağında danışmanlığı yürüten Prof.Dr. Cem Soruşbay (İTÜ) ve projenin yürütülmesinden sorumlu olan Dr. Hakan Soyhan (SAU)’da sunumlarında bugüne kadar ürettikleri yenilikleri aktardılar.

Sıkıştırmalı Motorlar Daha Çevreci

İstanbul Teknik Üniversitesi Otomotiv Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cem Soruşbay ve Sakarya Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Hakan Soyhan, Shell Global Çözümler’de Prof.Dr. Gautam Kalghatgi ile birlikte yürüttükleri çalışmalardan elde ettikleri verilerden, buji ateşlemeli motorlara göre yakıtı daha verimli kullanan Sıkıştırmalı Motorların kirletici emisyonları ve iş miktarını iyileştirdiğini ve bu nedenle Sıkıştırmalı Motorların daha çevreci olduğunu tespit ettiklerini dile getirdi.

Prof. Soruşbay ve Dr. Soyhan, ayrıca başarı ile tamamladıkları Marie Curie Programı hakkında detaylı bilgi verdiler. Otomotivden kaynaklanan CO2 Emisyonunun Azaltılması konulu Marie Curie Programı, Avrupa Birliği ülkelerinde yenilenebilir yakıtların araştırılması ile bölgesel hava kalitesinin artırılması, iklim değişikliğinin durdurulması ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması araştırmalarını içeriyor.

Alternatif Enerji Kaynakları!

Gerçekleştirilen akademik işbirliğiyle, çevreye daha az zarar veren yakıtların ve yanma teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanması noktasında atılması gereken adımların tespiti edilmesi de hedefleniyor. Dr. Hakan Soyhan, uzun vadeli işbirliği kapsamında Shell’in organizasyonunda Avrupa’nın 11 farklı ülkesinden ileri gelen üniversitelerle evrensel bir amaç için çalışılarak Avrupa Birliği ruhunu da ortaya koyan önemli bir Sanayi-Üniversite işbirliği örneği ortaya koyduklarını belirtti.

Geleceğin Yakıtları konusunda sunum yapan Dr. Andrew Harrison: “Shell Enerji Senaryoları’na göre 2050 yılına gelindiğinde nüfus artışıyla birlikte enerji talebi de artacak. Petrol ve gaz gibi geleneksel enerji kaynaklarının bu talebi karşılaması mümkün gözükmüyor. Ayrıca iklim değişikliğine yol açan CO2 salınımınının da hesaba katılması gerekiyor. O nedenle gelecekte alternatif enerji kaynaklarının ağırlığı artacak ve daha karma bir enerji kaynağı kullanımı söz konusu olacak” dedi.

Günümüzde ortaya çıkan CO2 salınımının dörtte birinin nakliye kaynaklı olduğunu dile getiren Dr. Harrison, yapılan araştırmalara göre 2007 yılı itibarıyla 900 milyon olan dünya araç parkının 2050 yılında 2 milyara ulaşması beklendiğini kaydetti. Geleceğin yakıtları konusunda kilit rol oynayacak faktörleri erişilebilirlik, maliyet, kaynaktan tekerleğe kirletici emisyon, performans, hükümet politikaları ve müşterilerin tercihi olarak sıraladı. Bu kriterler doğrultusunda 1990’ların sonlarında hidrojenin öne çıktığını, 2000’li yılların başlarında biyo yakıtların gündeme geldiğini ve günümüzde de elektrikli araçların ağırlık kazandığını hatırlatan Harrison, 2010 yılında doğal gazın önem kazanabileceğini vurguladı. Ancak daha uzun vadeli bakıldığında ulaşımda yakıt olarak günümüzde de gündemde yer alan elektrik, doğal gaz, biyoyakıt ve hidrojen kullanan araçların varlıklarını karma olarak sürdüreceğini ifade etti. Bu bağlamda GTL (gazdan sıvıya dönüşüm) teknolojisinin önemine değinen Dr. Harrison, Türkiye’de de satışa sunulan GTL teknolojili yakıtın geleceğin yakıtlarından biri olduğunu ve ülkelerin ve şehirlerin enerji kaynaklarını çeşitlendirmelerine, yerel emisyonları azaltmalarına ve sürdürülebilir ulaşımın teşvik edilmesine yardım edebilecek uygun maliyette bir alternatif yakıt olma özelliğini taşıdığını söyledi.

Benzini Sıkıştırılmış Motorlara Ağırlık Verilecek
 
Gelecekte kullanılacak yakıtların emisyon, enerji güvenliği ve maliyet kaygılarının baskısı nedeniyle 2025 yılına kadar basit karma ve 2050 yılına kadar da tam karma enerji kaynaklarının kullanılmasının öngörüldüğünü açıkladı. Mevcut kaygılar dikkate alındığında gerçekçi yaklaşım; ülke ve bölgelerin, kendileri için en ucuz ve erişilebilir düşük emisyonlu enerji kaynaklarını kullanacak olmaları yönünde olacağını ifade etti. Alternatif enerjinin hangi aşamalardan geçilerek üretildiğine bakılmasının ve emisyonun kaynaktan tekerleğe uzanan süreç hesaba katılarak ölçülmesinin gerektiğini söyleyen Harrison, petrol, kömür ve gaz gibi fosil yakıtların kullanılmaya devam edileceğini, ancak hızlı bir şekilde de bunlara alternatif olabilecek yenilenebilir enerji veya nükleer enerjiye ağırlık verilmesi gerektiğini hatırlattı.

Benzin benzeri yakıtların dizel motorlarda kullanımı konusunda sunum gerçekleştiren Shell Global Çözümler araştırma yöneticilerinden Prof.Dr. Gautam Kalghatgi, mevcut kirletici emisyon sınırlamaları nedeniyle sıkıştırmalı yanma gerçekleştiren motorların daha verimli olduğunu açıkladı. Buji ateşlemeli motorlara göre yakıtı daha verimli kullanan sıkıştırmalı motorların emisyonları ve katı atıklarının daha kontrol edilebilir ve daha çevreci olduğunu tespit ettiklerini dile getirdi. Buna bağlı olarak da düşük oktan sayısına sahip benzinin sıkıştırmalı motorlarda kullanılabileceğini belirtti. Şimdilik otomotiv sanayinde motor teknolojilerine yapılan Ar-Ge harcamalarının ağırlıklı olarak dizel motorlara ayrıldığını hatırlatan Kalghatgi, gelecekte benzini sıkıştırarak kullanan motorlara ağırlık verileceğini tahmin ettiklerini söyledi.

Geçen yılki konferansta sunulan bildiriler Energy&Fuels dergisinin http://pubs.acs.org/toc/enfuem/23/4 adresinde yayımlandı. Bu yılki konferansta sunulan makaleler ise yine SCI (Bilimsel Referans indeksi) indeksinde yer alan Int J Vehicle Design (Uluslararası Taşıt Tasarımı Dergisi)’nde yayımlanacak. Dergideki özel sayının editörlüğünü de yürüten Dr. Hakan Soyhan, geçen yıl ilki düzenlenen FCE 08 konferansında yaklaşık 9 konuşmacı bulunurken, geçen yılki özel sayının başarılı olması nedeniyle FCE 09’un akademisyenler ve sanayideki araştırma çevrelerinden yoğun bir ilgi gördüğünü söyledi. Bir sonraki FCE (FCE 11) konferansının 3-4 Ekim 2011 tarihlerinde yapılmasının planlandığını ve gelişmelerin www.fce.sakarya.edu.tr adresinden takip edilebileceğini belirten Dr. Soyhan, araştırmacıları şimdiden FCE 11’e davet etti.

14 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]