6 Yıl Hapis, Gideni Geri Getirir mi?

Sakarya'da karayolunda antrenman yaparken geçirdiği trafik kazası sonrasında iki hastane dolaştırıldıktan sonra hayatını kaybeden bisiklet sporcusu Betül Coşan'ın (15), ölümünde ihmali oldukları öne sürülen iki doktor hakkında dava açıldı.

Doktorlar hakkında taksirle ölüme sebebiyyet vermek suçundan iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Lisanslı bisiklet sporcusu Betül Coşan, 2007 eylül ayında Aziz Duran Bulvarı'nda antrenman yaparken bir minibüsün çarpması sonucu ağır yaralandı. Betül, ilk olarak ambulansla Yenikent Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Genel durumu ağır ve şuuru kapalı halde hastaneye getirilen genç sporcu, buradan travmatoloji hastanesi olarak hizmet vermesi nedeniyle Toyotasa İlk Yardım ve Travmatoloji Hastanesi'ne sevk edildi. Betül, sevk edildiği hastaneden tomografi cihazının bozuk olması nedeniyle gerekli muayene, değerlendirme ve acil problemleri halledilmeden yeniden 25 kilometre mesafede bulunan Yenikent Devlet Hastanesi'ne gönderildi.

İki hastane arasında dolaştırılan Betül'e hastanenin beyin cerrahı uzmanı L.Ş'nin 3 kez aranmasına rağmen hastaneye geç gelmesi sebebiyle 40 dakika geç müdahale edildi. İki hastane arasında dolaştırılan ve acil müdahalesi zamanında yapılmayan Betül kurtarılamadı.

Doktorlar Ölüme Sebebiyet Verdi

Kazanın ardından Cumhuriyet Savcısı'nca başlatılan soruşturmada, Betül'ün ölümünde ihmalleri oldukları iddiasıyla olay günü Toyotasa İlk Yardım ve Travmatoloji Hastanesi'nde geçici görevle bulunan Beyin Cerrahi Uzmanı Op. Dr. N.K. ile Yenikent Devlet Hastanesi Beyin Cerrahisi Uzmanı Dr. L.K. hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

Hata Hekimde

Soruşturma kapsamında İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu'nca hazırlanan raporda, şüpheli doktorların tabip olarak eksik eylemleri nedeniyle Betül Coşan'ın ölümüne sebebiyet verdikleri belirtildi. Dava dosyasına eklenen raporda; "Beyin Cerrahisi Uzmanı N.K'nın ağır tabloda getirilen kişinin 16.43'de yapılan hemogramında hematokritin 29,8'e, hemoglobinin 10.2'ye düşmüş olması, tansiyonun 60/40 ölçülmesine rağmen bu klinik tabloyu tespit edemeyerek beyin tomografisi çektirmek üzere Yenikent Devlet Hastanesi'ne geri gönderdiği, oysa bu tablodaki bir kişinin yatırılarak sıvı replasmanı, kan takviyesi yapılması, kanamaya yol açan patolojinin acilen tespiti gerektiği bu nedenle tabip olarak eyleminde eksiklik bulunduğu, tomografi çekilmek üzere diyazem uygulanmasının şokun etkisini daha da ağırlaştırdığı, beyin cerrahı L.Ş'nin kişiyi değerlendirdiği dönemde şok tablosunun tamamen yerleştiği, ancak kendisinin de gerekli tedaviyi yapmaksızın sadece yoğun bakım servisine yatırılması talimatını verdiği, bu nedenle bu hekimin de eksik eyleminin bulunduğunun bildirildiği görülmüştür." denildi.

Dakikaların Bile Önemi Var

Davanın ilk duruşmasına sanık doktorlar N.K., L.Ş., ölen sporcu kızın abisi Bülent Coşan, ile sanık N.K'nın avukatı katıldı. Doktorlardan N.K. mahkemedeki savunmasında, hastayı Yenikent Devlet Hastanesi'ne yönlendirdiği anda bir tıbbi uzmanın yapması gereken tüm işlemleri yaptığını savundu. N.K, "Evveliyatla hastanın yanına anestezi teknisyenimi kattım. Çünkü hastanın solunumu yolda durabilirdi. Öte taraftan hastane ile bizzat temasa geçtim. Oradaki nöbetçi şefle bizzat görüşmek istedim. Ancak kendisine ulaşamadım. Bunun üzerine acil polikliniğinin pratisyen hekimine ulaştım. kendisine hastanın durumunu bildirmekle birlikte sitem de ettim. Tomografi çekilmeden bu durumdaki hastayı nasıl gönderirsiniz dedim. Bir yandan da hasta gelmeden hazırlıklar yapılsın, nöbetçi beyin cerrahına haber verilsin. Hasta gelmek üzere, dakikaların bile önemi var, diyerek tüm uyarıları yaptım." diye konuştu.

Ama Hastayı Döndüremedik

Doktor L.Ş. ise olay tarihinde kendisinin hastanede geçici görevle çalıştığını belirtti. Tek doktor olması sebebiyle icap görevinin bulunmadığını anlatan L.Ş, olay günü yaşananları şöyle dile getirdi; "İcapçı doktor telefon edildiğinde ulaşılması zorunlu olan bir doktordur. Ama benim konumumda olan hastanenin bu konudaki tek uzman hekimi iseniz, o taktirde ulaşılma zorunluluğunuz yoktur. Olay günü şehir merkezindeydim. Hastaneden bana haber geldiğinde yapılması gerekenleri söyledim. Bir yandan da hastanenin aracı beni almaya geldi ve araca binerek hastaneye ulaştım. Ben ulaştığımda tomografi yeni çekilmişti. Benim görevim dahilinde gecikmem söz konusu değildir. Benim hastayı görmem ile yoğun bakıma alınma süreci arasında 5 dakika yoktur. Ben yoğun bakımda gereken işlem aşamasına geldiğimde arkadaşlarım bana "hastayı yatağa aldığımız anda kalbi durdu" diye söyledi. Bu aşamadan sonra da yapılması gereken tüm şeyler yapıldı. Ama hastayı döndüremedik."

Duruşmada 30'a yakın tanığı dinleyen mahkeme, sanık avukatlarına savunma hazırlayabilmesi ve delillerin sunulabilmesi için davayı ileri bir tarihe erteledi.

14 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]