Akyazı'nın Yeniköy Mahallesi'nde Gulyabani korkusu

Akyazı İlçesi\'nin Yeniköy Mahallesi\'nde 1.5 aydır \'Gulyabani\' korkusu yaşanıyor. Hüseyin Rahmi Gürpınar\'ın batıl inançlarla insanların kandırılmasının anlatıldığı Gulyabani romanından uyarlanan ve Kemal Sunal ile Şener Şen\'in oynadığı \'Süt kardeşler\' filmini anımsatan olaylarda, iddiaya göre geceleri aniden ortaya çıkan beyazlar icerisindeki bir kişi, evlerin kapılarını zorluyor, pencere camlarına vuruyor. Akyazı Kaymakamı Mustafa Ballı, yoğun şikayet üzerine konuyu araştırması için Jandarmaya talimat verdi.

Akyazı\'ya bağlı köy iken mahalleye dönüştürülen 350 hane ve 1500 nüfuslu Merkez Yeniköy Mahallesi\'nde yaşandığı öne sürülen esrarengiz olaylar, 1.5 ay önce başladı. Köy halkının iddialarına göre gece geç saatlerde evlerin kapıları zorlanıyor ve camlara vuruluyor. Özellikle Ramazan ayında halk, teravih kılmak için camiye gittiklerinde ve sahur vakitlerinde yaşandığını söyledikleri esrarengiz olaylar nedeniyle evlerinden çıkmaya korkar hale geldiklerini söyledi.

Anlatılanlar, Kemal Sunal ile Şener Şen\'in başrollerini paylaştığı komedi filmindeki \'Gulyabani\' sahnelerini hatırlatırken, mahalle sakinlerinden Yücel Bektaş geceleri kapıları zorlayan ve camlara vuranın uzun boylu bir insana benzediğini, gece karanlığında tam olarak ayırt edilemediğini ve nöbet tuttukları zaman kolayca mahalleye geldiği tarlalardan uzaklaşarak kaçtığını söyledi.

Uzun sakallı insan suretinde bir şey

Bektaş, bir türlü olayı yapanın net olarak tespit edilemediğini dile getirerek  şunları söyledi:

"İnsan mıdır, in midir, cin midir, ermiş midir bilemiyoruz. Kapıları zorluyor, camlara vuruyor. Mahalle halkı olarak sesler duyduğumuzda peşine düşüyoruz. Ama bizler ellerimizde el feneri olmasına rağmen tarlalarda ışığa rağmen zor ilerlerken, o her neyse karanlıkta hızlıca uzaklaşarak kaçıyor. Bazen 20- 30 kişi kadar olup peşine düşüyoruz. Ama her seferinde kaçmayı başarıyor. Artık gece saatlerinde sokağa çıkmaya korkar olduk. Evlerde gece uykusuz kalarak nöbet tutuyoruz. Ama 1.5 aydır ne olduğunu tam olarak anlayamadık. Görenler üstü beyaz, altı siyah uzun sakallı insan suretinde bir şeye benzediğini belirtiyorlar."

Muhtar: "Halk korkuyor"

Mahalle Muhtarı Saffet Demir ise, "1.5 ay önce başlayan olaylarda ilk başta mahallemize hırsız dadandı sandık. Herhangi bir hırsızlık olayı olmadı. Kapılar zorlanıyor, camlara vuruluyor. Mahalle halkı korkar hale geldi. Jandarma ekiplerine, Kaymakamlığa durumu ilettik" dedi.

Akyazı Kaymakamı Mustafa Ballı ise Akyazı ilçe merkezine 9 kilometre uzaklıkta olan Yeniköy Mahallesinde yaşayanların kaymakamlığa gelerek şikayette bulunduklarını belirtti, "Mahalleden şikayet gelince konuyu araştırması için jandarmaya bilgi verdim" dedi. Kaymakamın talimatı üzerine jandarma ekipleri de mahalleye gelerek araştırma başlattı.

‘Gulyabani’ olduğu iddia edilen köyde yaşayan vatandaşlar, medyada yer alan haberlerin asılsız olduğunu belirterek, köylerinde huzurun kalmadığını söyledi.

Akyazı ilçesine 7 kilometre uzaklıkta bulunan 350 haneli Merkez Yeniköy, son günlerde çıkan ‘gulyabani’ iddialarıyla bir anda ülkenin gündemine oturdu. Türkiye’nin dört bir tarafından telefonlar ile aranan köyde vatandaşlar, huzurlarının kalmadığını söyledi. Çocuklar ve kadınların psikolojik anlamda çok etkilendiğini belirten köylüler, artık köylerinin bu konuyla gündeme gelmesini istemiyor.

Daha önce "Köyde garip şeyler oluyor" iddiasıyla jandarmaya şikayette bulunan Köy Muhtarı Saffet Demir, beyaz sakallı, beyaz kıyafetli ve uzun boylu birinin köyde gezindiği iddialarının tamamen uydurma ve asılsız olduğunu belirterek, “Böyle çıkan yalan yanlış haberlerden ben huzursuzum. Benim köyümde kesinlikle böyle bir şey yok. Bu konu jandarmada da var Kaymakamlığın da haberi var. Kesinlik böyle bir şey yok. Varsa kurun kameranızı siz yakalayın bize teslim edin. Köyde çoluk çocuk, hanımlar rahatsız olmaya başladı. Evlerde yatamaz hale geldik. Jandarma aradı köyde böyle bir şey yok. Köy, gerçekten kötü duruma düştü. Türkiye’nin her tarafından bizi arıyorlar, böyle bir şey ben görmedim, bilmiyorum. Ramazan ayından beri böyle bir söylenti devam edip gidiyor. Varsa öyle bir şey diyenler gelsinler kendileri bulsunlar. Gulyabani’nin ne olduğunu da bilmiyorum ben yani. Hayal aleminde yaşıyorlar. Bunu haber yapanlarda bize sorsun. Böyle bir şey varsa hep beraber bulalım ama köyümde öle bir şey yok. Köyümüze dışarıdan gelen fındık işçilerimiz var bunlar bile rahatsız oluyor. Diyarbakır’dan gelen fındık işçilerimiz var dışarıda çadırlarda kalıyor, onlarda bu söylentilerden rahatsız. Ben 55 yaşındayım öyle bir şeye rastlamadım” dedi.

"Böyle bir şey yok"

Almanya’dan her sene izne geldiğini belirten Hüseyin Kaplan ise, “Köyümüzde bir buçuk aydır böyle bir şey konuşuluyor ama köyümüzde böyle bir şey yok. Ben devamlı gezerim, köyde akşamları genellikle söyleniyor ama aslı astarı yok. Söylediklerine göre kayboluyormuş, öyle bir şey olur mu ya. Nasıl kayboluyormuş, bu kuş mu ya. Ben rahatsız değilim, daha mutluyum devamlı gülerim, duyduğum zaman. Çünkü aslı astarı olmadığı için, inanmıyorum ve gülüyorum böyle şeylere. Çocuk oyuncağı gibi ettiler köyü. Böyle bir şey yok yani” şeklinde konuştu.

"Kadınlar korkudan bahçeye gidemiyor"

Merkez Yeniköy’de ikamet eden Aydın Dongaz da, “Ramazan da millet sahura kadar geziyor ya, adamın birisi gelmiş sahurda komşunun tekinden ekmek mi ne istemiş, kadın da korku haliyle hırsız var diye. Olay bundan ibaret bundan başka ne adam göründü ne de başka bir şey oldu. Öyle bir şey yok köyde. O gündür ne gören var ne duyan sadece dedikodu. Çoluk, çocuk rahatsız, ve tedirgin halde, köyde kadınlar bahçesine gidemiyor korkudan. Ama böyle bir şey gerçekten yok. Ben her gün geziyorum bu kırlarda, bana neden denk gelmiyor. Çoluk çocuğu burada mahvettiler. Köy halkı olarak bitmesini istiyoruz bu dedikodunun” ifadelerini kullandı.
Köyde çıkan beyaz sakallı, beyaz kıyafetli ve uzun boylu birinin köyde gezindiği iddialarından huzursuz olduklarını belirten köylüler, bu konunun kapanmasını istiyor.

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın romanın adı olan ‘Gulyabani’ “Karanlık ve ıssız yerlerde, insanın gördüğünü sandığı hayalet” anlamına geliyor. Ayrıca Gulyabani romanı, yönetmen Ertem Eğilmez tarafından “Süt Kardeşler” filmiyle de 1976’da sinemaya uyarlanmıştı. Adile Naşit, Şener Şen, Ayşen Gruda’nın oynadığı sinema filminde, kocaman başı, iri yarı boyu ve korkunç yürüyüşüyle canavarı andıran gulyabani kılığına giren kişi, konakta yaşayanları geceleri korkutuyordu.
Köydeki bazı vatandaşların iddiasına göre, gulyabaniye benzeyen, geceleri ortaya çıkan; uzun boylu, beyaz kıyafetli, beyaz sakallı bir kişi; evlerin kapılarını zorluyor, pencerelerini taşlıyor, bahçelerinde dolaşıyor. Esrarengiz kişiye “Beyaz Adam” lakabı takan köylüler gece nöbet tutuyor.

Habertürk Gazetesi'nin haberine göre; Yeniköy, Sakarya’nın Akyazı İlçesi’ne 7 kilometre uzaklıkta, dağlık bölgede kurulu, yerleşimin dağınık olduğu tipik bir Karadeniz köyü. Tamamına yakını Karadeniz kökenli 350 hanede 1500 nüfus yaşıyor. İklim koşullarının da Karadeniz’i aratmadığı bölgede köylüler, bir taraftan ilçedeki değişik işlerde çalışırken önemli ölçüde fındık üreticiliği de yapıyor. Asayiş sorununun neredeyse hiç yaşanmadığı Yeniköy son 1.5 aydır geceleri uyku uyuyamıyor.

"Beyaz adam" huzuru kaçırdı"

Ramazan ayının bir hafta öncesinde geceleri ortaya çıkan; beyaz sakallı, beyaz kıyafetli ve uzun boylu bir adam kapıları zorlamaya, pencereleri taşlamaya, evlerin bahçesinde gezinmeye başladı. Özellikle köyün üst bölgesindeki evlerin etrafında sıklıkla görüldüğü iddia edilen kişi, köylülerin tüm yakalama girişimlerini zifiri karanlıkta izini kaybettirerek boşa çıkardı.

Esrarengiz kişiyi görenler her geçen gün artınca köyün gençleri, “Beyaz Adam” diye bahsettikleri kişiyi yakalamak için geceleri av tüfekleriyle nöbet tutmaya, pusuya yatmaya başladı. Ancak gençlerin silahla ateş ederek kovaladıklarını, bir tarlada sıkıştırdıklarını iddia ettikleri şahıs her seferinde ortadan kaybolmayı başardı. Tüm girişimlerin boşa çıkması üzerine endişeleri artan köylüler, durumu Akyazı Kaymakamlığı’na ve jandarmaya bildirdi.

Akyazı Kaymakamı’nın talimatı doğrultusunda bölgede geniş çaplı arama çalışması yürüten, geceleri devriye görevi yapan jandarma ekipleri de bahsedilen şahsın izine ulaşamadı. Köyde, “Beyaz Adam”ı gördüğünü iddia edenler dışında olaya inanmayanlar olsa da herkesin huzuru kaçmış durumda.

Evde eşlerini, çocuklarını bırakıp; tarlalara, fındık bahçelerine giden erkekler tedirginliklerini dile getiriyor. Esrarengiz kişinin kim olduğu aydınlığa kavuşmadıkça da bu tedirginlik yok olacakmış gibi görünmüyor. Görüldüğü iddia edilen şahısla ilgili; Suriyeli mültecilerden olabileceğinden, ermiş olma ihtimaline kadar birçok yorum yapılıyor.

Jandarma " gönül meselesi" dedi ama...


Jandarma yetkilileri ise konuyu başta gönül meselesi olarak değerlendirdiklerini, kız arkadaşıyla görüşmek isteyen bir genç olabileceğini ancak sonrasında başka evlerin civarında da görüldüğünün iddia edilmesi üzerine bu düşünceden vazgeçtiklerini belirtiyor. Yeniköy’ün huzurunu kaçıran, geceleri uyku uyutmayan “Beyaz Adam”la ilgili köylüler çok dertli.

Yaşar Balcı (42, esrarengiz kişiyi ilk görenlerden):
"Kapıyı zorladı, karnı aç olabilir diye yemek bıraktık. Evde ailecek sahur yaptık. Sonrasında yattık. Annem bulaşıkları yıkadıktan sonra dış kapı bir anda kırılacak gibi vurulmaya başlamış. Biz de gürültüye uyandık. Pencereden baktım, evin önündeki fındık harmanında dolaşan bir adam vardı. Dışarı çıkmak isterken mısır tarlasına dalarak karanlıkta kayboldu. İşin garibi, ertesi gün tarlaya baktığımızda o koşturmacaya rağmen tarlada bir mısır başağı bile kırılmamıştı. Karnı aç olabilir diye evin önüne yemekler bıraktık onları da alan olmadı. Köyde huzur kalmadı."

Serdar Kaplan (29): "Fındıklar çalınmasın diye uydurulmuş. Ben gözümle görmedim. Görenler de zaten tutarlı konuşmuyor. Bire bin katarak kulaktan kulağa anlatılanlar meseleyi büyüttü. Köyde fındık yetiştiriliyor. Fındık da bu sene para ediyor. Tarlalarda ıssız bölgeler var. Fındık çalınmasın diye uydurulmuş bir hikâye gibi geliyor."

Oktay Bektaş (18, gece nöbeti tutanlardan): "20 kişi sıkıştırdık yer yarıldı içine girdi. Bayrama 2 gün kala köyün etrafında gruplar halinde pusuya yatıp beklemeye başladık. 23.00 sıralarıydı. Adam, Arka Mahalle’de ortaya çıktı. “Dur” diye seslendik, kaçmaya başladı. 15-20 kişi mısır tarlasının içinde sıkıştırdık. Ama adamı bulamadık. Sanki yer yarıldı içine girdi."

Sebahattin Kaplan: "Manevi bir varlık. Ben başta inanmadım. “Kız meselesi olabilir” dedim. Ama sonra başka başka insanlar da görünce inanıyorum. Bir şey var ama ne olduğu belli değil. Silahla kovalanan biri bir daha bu köye gelir mi? Kapımızı bile kilitlemeyiz. Ben manevi bir varlık olduğunu düşünüyorum. Ama in midir, cin midir, ermiş midir bilemiyoruz."
9 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]