SGK'dan kanser hastasına şok tavır!

SGK, kanser hastasının emekliliğini iptal etti ve o hastaya ödediği maaşı da geri istiyor.

Sakarya’da ikamet eden 43 yaşındaki kanser hastası Fikret Demir’e 2006 yılında mide kanseri teşhisi kondu. İstanbul’daki özel bir hastanede midesi alınan Demir, Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kemoterapi ve radyoterapi tedavisi gördü. Hastalığı sonucu çalışamaz duruma gelen Demir, malulen emekli işlemleri başlattı. Kocaeli Eğitim ve Araştırma Hastanesi Demir’e yüzde 80 güç kaybı raporu verdi. SGK Demir’i 2 yıl kontrollü olarak malulen emekli etti. İki yıl dolunca raporu yenilemek için tekrar aynı hastaneye başvuran Demir için yüzde 80 \'vücut fonksiyon kaybı\' tespiti yapıldı ancak ağır özürlü sayılmadı. Bu rapor üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu Demir’in vücut fonksiyonunun 3’te 2’sini kaybetmediğine karar vererek emekliliğini iptal etti. SGK maaşını kestiği gibi 2 yıl boyunca verdiği maaşı da faiziyle birlikte geri istedi. SGK kapsamından çıkan Demir, tedavisini sürdürebilmek için evini, arsasını ve otomobilini satmak zorunda kaldı.

Demir, malulen emekliliğinin devam etmesi için hukuk mücadelesi başlatarak Sakarya İş Mahkemesi’ne dava açtı. İş Mahkemesi de Adli Tıp Kurumu’ndan sağlık durumu ile ilgili rapor istedi. 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu, hastane raporları ve Sosyal Sigorta Yüksek Kurulu’nun raporlarını göz önüne alarak Demir ‘in vücut fonksiyonlarının 3’te 2’sini kaybetmediği yönünde rapor verdi. İş mahkemesi bu rapor üzerine Demir’in davasını reddetti. Demir davayı Yargıtay’da temyiz etti. Yargıtay 10.Hukuk Dairesi sağlık kurumlarının verdiği raporlar arasında çelişki olduğu gerekçesiyle davayı bozdu. Çelişkinin Adli Tıp Genel Kurulu’nun giderebileceğini belirtti. Yeniden görülmeye başlanan davada Sakarya İş Mahkemesi, bu kez Adli Tıp Genel Kurulu’ndan hastanın durumu ile ilgili rapor istedi. Adli Tıp Genel Kurulu da hastayı çağırmadan yine hastanelerin verdiği raporları göz önüne alarak hastanın çalışma gücünün 3’te 2’sini kaybetmediği yönünde rapor verdi. İş mahkemesi bu rapor üzerine davayı yine reddetti. Demir, davayı yeniden Yargıtay’da temyiz edecek.

"Beni ölüme terk ettiler"
Çelişkili raporlar sebebiyle hayatının karardığını belirten Demir, kendisinin göz göre göre ölüme terk edildiğini söyledi. Kansere direndiğini, ancak gelişen olumsuzluklara artık direnecek gücücünün kalmadığını ve hastalığının son evre olan dördüncü evreye ilerlediğini anlatan Demir “Mide kanserinde, midenin tamamen alınıp kanser hücrelerinin 13 yere dağılmasına rağmen yaşıyorum. Doktorlar bile benim bu günlere gelmeme şaşırdı.” dedi. 2009 yılında maaşının kesildiğini ve SGK kapsamı dışına çıktığını belirten Demir, "Varımı yoğumu satıp tedavimi sürdürmeye çalıştım. Ancak para bitti ve 1 yıldır kalıcı tedavi olamıyorum. Sadece ağır sancılarım olduğunda acil polikliniğinde uyuşturucu ilaçlarla ancak öyle ağrılarımı dindirebiliyorlar. SGK’da bana 2 yıl boyunca verdiği malulen emekli maaşını da faiziyle birlikte geri istedi. Tedavimi yaptıramıyorum 40-50 bin lirayı nasıl geri öderim. Ayrıca bana resmi raporlarla malulen emekli maaşı verildi. Nasıl geri istiyorlar, anlaşılır gibi değil." diye konuştu.

"Bir skandal var, araştırılsın!"
Adli Tıp Kurumu’nun ve Kocaeli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin tutumunun kendisini çok üzdüğünü ifade eden Demir, Adli Tıp Genel Kurulu’nun kendisini çağırmadığını, bir doktorun bile kendisini görmediğini, yeniden muayene, tahlil, tetkik ve hiçbir işlem yapmadan önceki çelişkili raporlara bakarak karar vererek kendisini mağdur ettiğini belirtti. Kocaeli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin de kendisine bir iğne bile yapmadığını, ancak İstanbul’daki hastanelerde gördüğü tedaviyi, aynı tarihlerde sanki kendisi yapmış gibi göstererek bu şekilde rapor verdiklerini anlattı. Demir, şunları kaydetti: "Ben aynı tarihte hem Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hem de Kocaeli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde nasıl kemoterapi görebilirim. İki farklı şehirde aynı tarihlerde nasıl bulunabilirim. Bu olacak şey mi? ‘Ben bir insanım. Kemoterapi aspirin değil yahut antibiyotik değil ki veresin’ iki yerde aynı tarihlerde ben nasıl kemoterapi görebilirim. Bana bir tek makbuz göstersinler, bir protokol numarası göstersinler. Böyle bir zulüm olabilir mi? Böyle bir adaletsizlik olabilir mi? Devleti mi dolandırıyorlar? Burada bir yolsuzluk var ama ne? Ben bunun araştırılıp gün yüzüne çıkarılmasını istiyorum. Burada bir skandal var."

Kocaeli Eğitim ve Araştırma Hastanesi yetkilileri ise, söz konusu hastanın kurumda tedavi olmamasına rağmen tedavi olmuş gibi gösterilmesinin mümkün olmadığını belirterek, bir karışıklığın ya da yanlış anlamanın olabileceğini, konunun araştırıldığını bildirdi. Engel oranı yüzde 80 olmasına rağmen özürlü değil şeklindeki raporunda yönetmeliklere uygun olduğunu savundu. 
9 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]