Sakarya Başörtüsü Platformu 172. Kez Biraraya Geldi

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 172. kez biraraya gelerek başörtüsü zulmü üzerinden gündemi değerlendirdi.

Yakın tarihimizde Filistin, Çeçenistan, Afganistan, Bosna'da müslümanlara yapılan vahşet politikaları hatırlatılırken aynı saatlerde Gazze'den gelen israil saldırıları ile ilgili haberler şifahen iletildi.

Son haftanın "özür dileme" kampanyalarına atfen "Evet, biz de özür diliyoruz!

Filistinli mazlumlardan özür diliyoruz. Siyonist İsrail'i ilk tanıyan ülke vatandaşları olarak, devam eden insanlık dışı uygulamalar karşısında bir şey yapamadığımız için Gazze'den, Ramallah'tan bütün Filistinten özür diliyoruz...

"Filistin halkının sistematik bir şekilde yurtlarından sürülmeleri, tehcir edilmeleri karşısında yıllardır seyirci kaldığımız için özür diliyoruz." İfadelerine yer verilen açıklamada "Başörtüsü direnişimiz 4. yılında, Zillet bizden uzaktır", "Her yer Gazze hepimiz Filistinliyiz" pankartları taşındı. "Gazze'ye Selam Direnişe Devam "sloganları atıldı.

172. Basın Açıklamasının tam metni:

Değerli Sakaryalılar, sayın basın mensupları. Her şeyi işiten, her şeyi gören ve kayıt altına alan Allah'ın adıyla basın açıklamamızı gerçekleştiriyoruz.

Tarih boyunca kesintisiz devam eden adalet ve zulmün mücadelesi, her geçen gün yakıcı sıcaklığını hissettirmeye devam ediyor. Yüz yıldır kulaklarımızı zonklatan Filistindeki çığlıklar susmuyor. Bütün yeryüzünü fesada boğan abd-israil-ingiliz müttefikleri yeni icraatlar peşinde koşmaya devam ediyor. Son otuz yılda, Afganistan bir bomba gibi düşmüştü üstümüze, bu gün işgalcinin kimliği değişse de işgal, kan ve gözyaşı sürüyor. Abd bir kardeş kavgasına imza atarak Basra Körfezi'ni kana bulamakta gecikmemişti, İran-Irak sekiz yıl süren savaşta bir milyon insanın ölümüyle durabildiler. Uluslararası af örgütü rakamlarına göre 25.000 insanın öldürüldüğü Hama Saddamın ilk günahı degildi elbette, son da olmadı. Halepçe'de 5000 mazlumun canına kıyarak iktidarını sağlamlaştıracağını zannetmişti.

Çeçenistan'ta zulüm ve kan diplomasi destekli yürütülüyor. Türkiye'ye sığınan mülteciler ölümüne iade ediliyor. Sonra Bosna'da dağlandı yüreklerimiz, batının görmek istemeyince nasıl kör, duymak istemeyince nasıl sağır kesilebileceğini izledik ibret ve acıyla..250.000 çığlığa sağır kesilmişti dünya. Irak işgali gecikmedi, yüzbinlerce insanın canına kıyıldı, kanla yoğruldu coğrafya. Şimdilerde Pakistan, büyük şeytan tarafından Belucistan kartıyla tezgahlanıyor.

Gazze; işgalci, siyonist İsrail yönetimi tarafından abluka altında. Gazze'de yaşayan 1,5 milyon insan tüm insani gereksinimlerden mahrum bir şekilde hayatta kalma mücadelesi veriyor. Elektriksiz, ekmeksiz, ilaçsız ve susuz büyük bir hapishaneye dönüştürülen Gazze'de süren bu insanlık dışı abluka Mısır hükümetinin desteği olmadan uygulanamaz. Ablukayı kırabilecek ve Gazze'yi hayata bağlayabilecek tek sınır kapısı olan Rafah Sınır Kapısı Mısır hükümeti tarafından kapalı tutulmaktadır.

İsrail yönetimi bölge devletlerinin doğrudan ya da dolaylı desteği olmaksızın ne işgalini sürdürebilir ne de ablukayı devam ettirebilir. Dolayısıyla Filistin'de olan biten her şeyden bölge devletlerinin sorumlu olduğuna inanıyoruz. Bizler, bu ülkenin vicdanlı ve sorumluluk sahibi insanları olarak gerek Türkiye, gerek Mısır gerekse diğer bölge ülkelerini insani, dini ve tarihi sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz. Mısır'ın Rafah sınır kapısını kapalı tutarak Filistinlileri ölüme terk etmesi bir insanlık suçudur.

Devletleri ve vicdan sahibi bütün halkları; İsrail işgalini ve İsrail'in gerçekleştirdiği tüm ihlalleri sonlandırmaya, Mısır Hükümetini ablukayı kaldırmak için Rafah sınır kapısını açmaya ve Gazze'ye insani yardım ulaştırmaya davet ediyoruz. Değerli Sakaryalılar, hatırlayacağınız gibi, üniversitelerdeki başörtüsü yasağını kaldırmaya yönelik kanuni düzenlemeyi anayasa mahkemesine götürürek iptal ettiren CHP'nin bu zulmünü, yerel seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte çarşafla örtmeye çalışmasının beyhude olduğunu birkez daha hatırlatıyoruz. Bu bir pişmanlıksa bütün mağdurlardan özür dileyinceye, somut uygulamalarını görünceye kadar da hatırlatmaya devam edeceğiz.

Sakarya Üniversitesi'nde birkaç öğretim görevlisinin, "Özür Diliyorum" kampanyalarına tepki olarak "Reddediyorum" isimli kampanyalarını Sakaryalı bilim adamlarımızın sosyal bir duyarlılığı ve varlık belirtileri olarak görüyor ve de taaccüble izliyoruz. Ancak, merakla soruyoruz? Üniversitede gözlerinin önünde, her gün uygulanan tesettür yasağını, başörtüsü mezalimini reddetmek için ne bekliyorsunuz? Bu yasağın müsebbiblerinin ermeni, bu yasağın takipçisi üniversite senatosunun Ermenilerden mi oluşması gerekiyor?

Evet, biz de özür diliyoruz! Filistinli mazlumlardan özür diliyoruz. Siyonist İsrail'i ilk tanıyan ülke vatandaşları olarak, devam eden insanlık dışı uygulamalar karşısında bir şey yapamadığımız için Gazze'den, Ramallah'tan bütün Filistinten özür diliyoruz...

Filistin halkının sistematik bir şekilde yurtlarından sürülmeleri, tehcir edilmeleri karşısında yıllardır seyirci kaldığımız için özür diliyoruz.

Azerbaycan Karabağ bölgesinde Rusların desteğinde Ermenilerce çocuk, kadın, ihtiyar, genç ayrımı yapılmaksızın katledilen azeri karabağlılardan bu katliama engel olup, müdahale edemediğimiz için özür diliyoruz.

250 bin insanın can verdiği, bir milyon insanın göçe zorlandığı yüzyılın trajedisi Bosna'da, dünyanın gözü önünde, Avrupanın yanı başında yaşanan bu soykırıma lanet okumanın ötesinde, engel olamadığımız için balkan mustazaflarından özür diliyoruz.

Ve en yakın, en vicdan sızlatanı; bu ülke insanının öğrenim hakları ellerinden alınanak, ikinci sınıf vatandaş muamelesine layık görülen başörtülü öğrencilerin, tesettürlü kardeşlerimizin uğradıkları haksızlığı yıllardır ortadan kaldıramadığımız için kendilerinden özür diliyoruz.

15 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]