Saadet Partisi: Rakamları Düzeltecek Tek Partiyiz

Saadet Partisi Adapazarı İlçe Başkanı Eyüp Yıldırım yaptığı yazılı basın açıklamasında gündemdeki bazı genel konuları değerlendirdi. 

Türkiye'nin esas gündeminin ekonomi olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Çiftçi, memur, işçi perişan vaziyette. İşte rakamlar açıklandı. Gençlerimizin üçte birisi işsizdir. Resmi rakamlar biraz daha düşük gösteriyor. Gerçek işsizlik yüzde 25 civarında. Açlık sınırındaki vatandaşımızın oranı yüzde 20'dir. Gelecek endişesi gençlerin bir numaralı maddesi" diye konuştu. 

İşsizlik sorununa iki örnek gösteren Yıldırım, "Geçtiğimiz günlerde Halk Bankası 1200 kadro açtı. Buraya 340 bin üniversite mezunu müracaat etti. Bu fevkalade, ağır ve zor bir tablodur. Yüz binlerce öğretmen atama yapılmayı bekliyor. Maalesef ekonomi yönetimini bütünüyle IMF ve dış güçlere teslim edildiği için, 110 bin açığa rağmen öğretmen adayları atanmıyor. Esas mesele budur" diye konuştu.

Yıldırım, "Bu ekonomik yoksulluğun, işsizliğin ,açlığın, gelir dağılımı dengesizliğinin düzeltilmesi, Türkiye siyasetinin boynunun borcudur. Şu anda ki tartışmaların hepsi unutulur. Ama sonunda, açlığı, yoksulluğu artan kitleler hükümete rahmet mi okur ne okur bilmiyorum" dedi.

Siyaseti Maç Havasında Yapanlar Toplumu İleriye Götüremez

Ergenekon davasında sürecin politize edilmesini eleştiren Yıldırım , "Artık kimse kendini savcı ve avukat yerine koymasın. Siyaset ağzını tıkasın. Bir şey söylemesin. Ergenekon meselesi, politize edilerek ele alınamaz. Mahkemeler, doğru ve acil karar vermelidir. Davanın çok uzamaması gerekir. İsimler hakkında asla konuşmam. Ancak mahkeme süreci, açık ve şeffaf bir şekilde bitirmelidir" diye konuştu.
Ergenekon davası sürerken hükümetin geçen 1.5 yıla yakın sürede herhangi bir yasal değişiklik yapmamasını eleştiren Yıldırım , " Bir daha bundan sonra, kimsenin ben derin devletim diyerek bir şey yapamayacağı bir süreç olmalıdır. Bu konuyla ilgili gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Hiç kimse kendisini la yüs'el görmesin. Perdenin arkasında kim varsa, oraya kadar gidilmelidir. Bunu yaparken, politik süreçle değil, yasal altyapıyıysa birlikte hareket edilmelidir"
diye konuştu.

Yıldırım, özellikle iktidar partisini Ergenekon davası sürecinde herhangi bir yasal değişiklik girişiminde bulunmadığı için eleştirdi. "Bunun yerine ha bire laf  üretmek, milleti kamplaştırmak çok yanlıştır. Yapılacak şey, bir daha hiç kimsenin aklının ucundan geçiremeyeceği darbe yapmanın yollarının kapanmasıdır" dedi.

Ayrıca TSK'nın iç hizmet yasasının 35. maddesinin de değiştirilmesi gerektiğine işaret eden Yıldırım, "Bu tür andıçlara ve sivil siyasetin kontrol edilmesine gerekçe olarak kullanılan bu madde değiştirilmelidir. Bunu değiştirecek olan parlamentodur" dedi. Gelinen noktanın siyaset için çirkin bir durum olduğunu vurgulayan Yıldırım, " Siyasal ve hukuki bir reform süreci başlatılmalıdır. Türkiye'de anayasayı antidemokratik sistemi destekleyen bütün unsurlar temizlenmelidir. Şu veya bu grubun anayasası değil herkesin katıldığı bir anayasa yapılmalıdır" dedi.

Yıldırım, "Anayasanın geçici 15. maddesi kaldırılmalıdır. Türkiye, 12 Eylül gibi toplumun bütün kesimlerinin antidemokratik bir askeri ihtilalinin yargılanmasının önünü açılmadığı sürece; ne ergenekon ne susurlukla yüzleşemez" diye konuştu.

Sihirle İşimiz Olmaz; Asa Bizim Elimizde

Türkiye gündemini uzunca bir süredir işgal eden demokratik açılım konusuna da değinen Yıldırım, 5 ay sonra gelinen noktada görüşünü kamuoyu ile paylaşan tek partinin hala Saadet Partisi olduğunu vurguladı. Bu süreçte yaşananların kendilerinin Gönüllü Birliktelik Projesini haklı çıkardığı kaydeden Yıldırım, Meclis'te 10 Kasım'da yapılan genel görüşmeyi ise 'görüşmeme oturumu' olarak nitelendirdi.

Meclis oturumunda iktidarın yaklaşımının ne kadar içi boş olduğunun ortaya çıktığını vurgulayan Yıldırım, "Alel usül hazırlanmış yedi sekiz cümle. Başka bir şey yok" diye eleştirdi. Güneydoğu'nun ekonomik geri kalmışlığının telafisi, terörün nasıl durdurulacağına ilişkin herhangi adım ortaya konulmadığını vurgulayan Yıldırım, özellikle bütün vatandaşların kendini özgür ve bağımsız bireyler olarak göreceği yeni bir Anayasa için herhangi bir şey söylenmediğini kaydetti.  CHP'nin Meclis'i miting alanına çevirmesi ve kameralı görüşme tartışması, MHP'nin istemezük tavrı ve DTP'nin Öcalan'ı sürecin içine dahil etme çabası nedeniyle parlamentodaki bütün siyasi partilerin bu süreçte kocaman bir sıfır aldıklarını kaydeden Yıldırım, bu nedenl iktidar ve muhalefet partilerinin hepsinin sınıfta kaldıklarını dile getirdi.  Siyasetin seviyesiz ve üslupsuz tarzının milletin gözünden kaçmadığını vurgulayan Yıldırım, "Biz bütün partileri uyarıyoruz. Kavga ile siyaset en kolay yoldur. İki ilkokulu çocuğunu bırakın, onlar bile bir şey bulur, hemen kavga eder. Bu milleti, bölerek, kavga ederek oy almak kolaydır. Ama çok yanlış bir yoldur. Tehlikelidir. Bu yolun ortadan kaldırılması ve herkesin Türkiye'nin önünü açacak sözlerle siyasete katkı sağlanması gerekir" diye konuştu.

14 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]