Önce, "MEB taslağı, çok ciddi sorunlara yol açacaktır"

Eğitim İlke-Sen MYK üyesi Beytullah Önce, Milli Eğitim Bakanlığı hakkındaki bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik getiren yasa tasarısıyla ilgili bir değerlendirme yaptı.

“Eğitim İlke-Sen olarak açıklamalarımızda eğitim sistemi açısından önemli kararların aceleci ve parçacı şekilde alınmasının çözüm yerine yeni sorunlara yol açtığını vurgulamamıza rağmen, görüyoruz ki, bakanlık bürokrasisi bildiğini okumaya devam ediyor.” diyen Beytullah Önce, “Bakanlığın kapalı kapıları ardında aldığı kararlar; istişareden uzak biçimde hazırlanan ve son ana kadar kamuoyundan gizlenen kanun ve yönetmelik tasarıları her defasında konjonktürel gelişmelere dönük düzenlemeler içeriyor. Sonuçları itibariyle her açıdan düşünülmeden alınan kararların kısa süre içinde sakıncalarının ortaya çıkması ise arada geçen zamanı ciddi bir kayba dönüştürüyor.” dedi. Önce, açıklamasının devamında MEB tasarısının mevcut siyasi kriz ortamını eğitim sistemine taşıdığını belirterek, “Kritik düzenlemeler içen ve bazı sorunlara çözüm olarak sunulan son MEB tasarısı da beklenenin aksine çözümsüzlük ve belirsizlik getirecektir.” ifadelerini kullandı.

Eleştiri ve öneriler

Eğitim İlke-Sen MYK üyesi Beytullah Önce, eleştiri ve önerileri sekiz başlık altında toplarken, özellikle aday öğretmenleri ve okul yöneticilerini ilgilendiren maddelere dikkat çekti ve şöyle dedi: “Tasarıda, ilk ataması yapılan öğretmenlere, bir yılın sonunda kadroya alınması için disiplin cezası almama, performans ve sözlü sınav gibi muğlâk, siyasi istismara ve baskıya açık ölçütlerin getirilmesi doğru değildir. Tüm bu baskılar, kaçınılmaz ve haklı olarak aday öğretmenlerin dikkatini asıl sorumluluk alanları olan eğitim-öğretimden uzaklaştıracaktır. Tasarı kanunlaştığında görev süresi dört yılı dolduran tüm yöneticilerin görevi sonlanmaktadır. Yerlerine yapılacak atamaların il milli eğitim müdürleri ve valilerin inisiyatifine verilirken, ne tür ölçütlerin esas alınacağının belirsiz bırakılması, yol açacağı adaletsiz atamalar sebebiyle çok ciddi bir huzursuzluk kaynağına dönüşecek niteliktedir. Böyle bir uygulama, üst düzey bürokrasiye, dolayısıyla siyasi iradeye bağımlı, onun tercihlerine dayalı bir anlayışı getirecektir. Mevcut tasarı, siyasi kadrolaşma kaygılarını haklı çıkarmaktadır. Bunun yerine; kararı okullarda görev yapan öğretmenlerin ve çalışanların tercihine bırakacak bir düzenleme daha anlaşılır olabilirdi.” dedi.

"Sermaye sahiplerini önceleyen bir anlayış"

Basın açıklamasının devamında ifade edilen diğer eleştiriler ise şu şekilde sıralandı: “Dershanelerin kapatılması süreci, önemli bir eğitim sorununu çözmekten uzaklaşmıştır. Anlaşılan o ki, tasarının ilgili maddeleri eğitim çalışanlarını, emekçileri değil sermaye sahiplerini önceleyen bir anlayışla hazırlanmıştır. Bu sebeple eğitimin piyasalaştırmasını hedefleyen konulara önem verilirken, emekçilerin, atama bekleyen öğretmenlerin hakları üzerinde durulmamıştır. Tasarıdaki düzenlemelerin yasalaşması akabinde “Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Yönetmeliği”nin akıbeti belirsiz bir hal alacaktır. Özür grubu atamalarındaki maddede ufak bir değişiklik ile atamaların hem yarıyıl hem de yaz tatilinde yapılması kesinleştirilmelidir. Eğitim sistemi üzerinde bürokratik bir vesayet organı olan TTK’nın kararlarının tavsiye niteliğine döndürülmesi yerinde bir değişikliktir. Tabi bunun TTK ile sınırlı kalmaması gerekmektedir.” Önce, açıklamasına “Eğitim İlke-Sen olarak, eğitim sistemindeki sorunların günübirlik ve yaşanan krizleri atlatmaya dönük konjonktürel değişiklikler ile çözülemeyeceğini hatırlatıyoruz.” diyerek son verdi.
10 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]