Başörtüsü Platformu 162. Kez Bir Araya Geldi

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 162. kez bir araya geldi.
 
Son bir ayda yaşanan gözaltında ölümler, çatışmada ölen gencecik insanlar, tv'den taşan yoz ve kokuşmuş kültürün herkesi ister istemez bir yerinde sayma duygusuna yol açtığının vurgulandığı açıklamada 'baskılar bizi yıldıramaz' , 'Van'a selam direnişe devam' , 'direne direne kazanacağız' sloganları atıldı. Açıklamayı Sakarya Dayanışma Platformundan Atilla Çolak Okudu. Açıklamanın tam metni ise şöyle:   
 
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 162'inci Basın Açıklaması;

BAŞÖRTÜSÜNÜ UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ

Son bir ayda yaşananlar; gözaltında ölümler, çatışmalarda ölen gencecik insanlar, işsizlik, sefalet, tv'lerden taşan yoz ve kokuşmuş kültür herkeste ister istemez bir yerinde sayma duygusuna yol açıyor.

Tablo aslında net; bir yanda ülke insanları diğer yanda hükmetmeye, asıp kesmeye alışmış resmi ideolojinin sahipleri ile onlara yanaşmaya çalışan hükümet. İktidarın askeri seçkinleri, Türkiye'yi bir kez daha militarizmin safında hizaya sokmaya çalışıyor. Yeni stratejik ortaklar ve yandaşlar edinerek, halk üzerindeki zorba egemenliklerini eskisi gibi pekiştirebilmek azmindeler. Oysa içeride ve dışarıda değişen dengeler karşısında içine düştükleri iktidarsızlık krizinden kaynaklanan agresif tepkiler veriyorlar. Medya önünde açığa çıkan öfkeleri bu yüzden.
 
Yıllardır sorgusuz sualsiz korudukları egemenlikleri artık sorgulanıyor, eleştiriliyor ve kınanıyor. Korktuklarının başlarına geldiğini gördükçe öfkeleri daha çok kabarıyor. Hatalarının bedellerini bu coğrafyanın masum evlatlarına ödetenler, medyaya yansıyan belgelerle ifşa olan gerçeklerin üstünü örtbas etmek için gürültü çıkarıyorlar.

Ancak İyi bilsinler ki, hak ve adalet mücadelesi verenlerin varolduğu zamanlarda, batılın çirkin yüzünü gizlemeye hiçbir müstekbirin gücü yetmemiştir!
 
Medya üzerinden herkese had bildirmeye yönelik bu tavır karşısında AK Parti Hükümeti'nin derhal hizaya gelmesini ve AK Parti kurmaylarının Genelkurmay'dan yükselen sesleri emir telakki etmelerini ise ibret verici buluyoruz. Halkın oylarıyla kazandıkları makamları kaybetmemek adına halkın taleplerini ve Kürt sorunu, emek sömürüsü, başörtüsü yasağı, yolsuzluklar, adaletsiz vergi ve sosyal güvenlik sistemi gibi sorunlardaki çözüm beklentilerini bir kenara bırakan Hükümet, bu haliyle yanlış yerlere yanlış mesajlar vermektedir. Halkın hesap sorma bilincinin geliştiği, haklarını aramak için sesini yükseltmeyi öğrendiği bir sırada, halkı temsil iddiasında olanların bu kişiliksiz, kimliksiz ve zorbalardan medet uman yaklaşımlarının hiçbir haklı gerekçesi olamaz!

Şiddetin her geçen gün tırmandırıldığı bir ortamda insiyatif almayan, başörtüsü yasağı ve Kürt sorunu gibi temel meselelerde çözümü yasakçı egemenlere havale eden bu anlayış çözümü değil sorunu beslemektedir.

Türkiye'deki iktidar mücadelesinin kilit meselesi olan "başörtüsü yasağı" karşısında hükümet dut yemiş bülbüle dönmüş durumdadır. Bu ikircikli tavır sadece kendi tabanında yozlaşmayı arttırmaktadır. Sahip çıkılmayan başörtüsü bir moda veya fantezi unsuru haline dönüşmüş ve içeriğininden kaybetmeye başlamıştır. Böyle bir ifsad karşısında hala sessiz duranlar ve bu sessizliğe katkıda bulunanlar hesabın sorulacağı günden korksunlar. 

Örgütsüz ve siyasetsiz bırakılmış geniş kitlelerin duyarsızlığına rağmen 4 yıldır Türkiye'nin çeşitli illerinde sürdürülen Başörtüsü İntifadası, tüm bu olumsuz tabloya rağmen bu yolda önemli bir işaret taşı ve ümit vesilesi olmaktadır. Bu meyanda, Van'da, Akyazı'da, Kocaeli'de, Ankara'da, Konya'da ve Antalya'da yürütülen mücadele, geleceğe umut taşımaktadır. Tevhid, adalet ve özgürlük mücadelemizde Doğu'dan yükselen ışık da bizim için anlamlıdır, önemlidir, değerlidir. Bu sebeple Van'da 3. yılına giren Başörtüsü Direnişi'ne Sakarya'dan selamlarımızı gönderiyoruz. Her türlü baskı ve zorluğa rağmen, yılmadan, usanmadan ve kimliğinden taviz vermeden mücadele eden Vanlı Müslüman kardeşlerimizle, aynı safta durmanın haklı onurunu yaşıyoruz.

Ve biliyoruz ki gözaltında ölümler, işkenceler, baskı ve yasaklar, dökülen kardeş kanları ancak halkın Hakk'tan yana taraf olacağı bir mücadele ile sonlandırılacaktır. Meydanları okula çevirmek; kardeşliği, paylaşmayı ve dayanışmayı meydanlarda yaşayarak öğrenmek ve zulme karşı omuz omuza vermek, hayatımızın bir parçası olmalıdır. Türkiye'nin her şehrini kuşatacak bir mücadele hattının inşasını önemli bir sorumluluk telakki ediyor, tüm duyarlı insanları bu yolda bir işaretçi olmaya davet ediyoruz.
15 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]