"Sakarya, fayların üzerine kurulu bir şehir"

 Sakarya, merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de meydana gelen ve 45 saniye süren 7,4 büyüklüğündeki Marmara Depremi'nin izlerini sildi.

"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen, binlerce kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda kişinin engelli kaldığı Marmara Depremi'nde binlerce konut ve iş yeri de hasar gördü. Depremden en fazla zarar gören iller arasında yer alan Sakarya'da oluşturulan ve "yeni yerleşim bölgesi" olarak nitelendirilen Camili, Korucuk ve Karaman mahallelerindeki konutlar, deprem yönetmeliğine uygun inşa edildi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi, kent merkezine göre daha sağlam zemine sahip yeni yerleşim bölgesini cazibe bölgesi haline getirmek için Yenikent Park, Yenikent Kültür Merkezi ve Korucuk Park gibi sosyal donatılar oluşturdu.

Sakarya Valiliği ve resmi kurumları barındıran kampüs de yeni yerleşim bölgesine inşa edildi. Belediye tarafından alınan kararla da şehirde çok katlı binalara ruhsat verilmeyerek, yaşanabilecek depremleri daha az kayıpla atlatabilmek amacıyla yatay kentleşme modeli yürütülüyor.

- "Sakarya fayların üzerine kurulu bir kent"

Sakarya Valisi İrfan Balkanlıoğlu, yaptığı açıklamada, Sakarya'nın fay hatları üzerine kurulmuş bir vilayet olduğunu ve bu nedenle sık sık değişik periyotlarla depremlerle yüzleştiğini söyledi.

Marmara Bölgesi'nde 1999 yılında çok büyük bir deprem yaşandığını anımsatan Balkanlıoğlu, "Deprem, Gölcük'ten itibaren İzmit, Sakarya, Düzce ve İstanbul tarafında da hissedildi. Sakarya'da binlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, binlercesinin yaralanmasına, sakat kalmasına, on binlerce konut ile iş yerinin yıkılmasına, hasar görmesine yol açan milletçe bizi çok üzen, her açıdan sıkıntıya sokan büyük bir deprem yaşandı." diye konuştu.

Vali Balkanlıoğlu, Sakarya'nın fay hattı üzerinde olduğunun unutulmaması gerektiğini belirterek, depremlerin tekrar yaşanabileceğini dile getirdi.

- "Bu acıları unutmamak lazım"


Süreç uzadıkça insanların kaygı ve geçmişte yaşanan sıkıntıları unuttuğunu kaydeden Balkanlıoğlu, şunları söyledi:

"Çeşitli toplantılarda görüyorum ki arsalar bakımından sıkıntıya giriyoruz, 'Yatay değil de dikey yükselelim, çok katlı binalara müsaade edilsin.' diyorlar ve bunun baskısı altına giriyorlar. Bu acıları unutmamak lazım. Binaların depreme dayanıklı, statiği dinamiği iyi hesaplanmış zemine uygun sağlam yapılar olması lazım. Buradan sadece fay hattı geçmiyor, Sakarya Nehri'nin yüzyıllardır oluşturduğu alüvyon topraklar var. Zeminin altı su ve sıvılaşmaya uygun bir arazi yapısına sahibiz. Birazcık kazdığınızda tabandan su çıkıyor. İnsanlarımız bu zemine ve bu fay hattına uygun yerleşim birimleri inşa etmek, mümkün mertebe sağlam zeminler arayıp bulmak durumunda. Acılarımızın tekrar yaşandığı, üzüntülere gark olduğumuz ve hatırladığımız şu günlerde Allah'ın inşallah milletimize başka acılar yaşatmamasını diliyorum."

Balkanlıoğlu, doğal afetlere karşı tedbir alınması gerektiğini ve bu konuda Afet Acil Durum Müdürlükleri oluşturduklarını aktardı.

Doğal afet konusunda planlar ve tatbikatlar yapıldığını belirten Balkanlıoğlu, "Önceden sadece gönüllü ve askeri birlikler müdahale ediyordu, bir perişanlık, dağınıklık söz konusuydu. Bu kurumlar bir araya getirildi. Dünyanın neresinde deprem olursa yardıma koşar hale geldik çok şükür. İnşallah bundan sonra başka acılar yaşamayız ama tedbiri de elden bırakmamak lazım." dedi.


- "Sakarya'da dikey değil, yatay büyümeyi uyguluyoruz"

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu ise depremde en büyük zararı gören gören illerden birinin Sakarya olduğunu söyledi.

Sakarya'nın deprem bölgesinde bulunduğunu hatırlatan Toçoğlu, bundan sonra o kadar ağır maddi ve manevi kayıplar vermemek için çalışmalarını sürdürdüklerini işaret etti.

Toçoğlu, yeni depremler yaşanabileceğinin farkında olarak çalışmaları sürdürdüklerini dile getirerek, depremden sonraki zemin sıvılaşmasını göz önüne alarak Yenikent bölgesinde yeni bir şehir inşasına girişildiğini belirtti.

Sağlam zeminlere doğru şehrin kaydırılması düşüncesiyle hareket edilen programın sürdüğünü kaydeden Toçoğlu, "Sakarya'da 17 yıldır kat sınırlaması yaparak hem deprem açısından önlem alıyoruz hem de farklı bir şehir görünümü düşüncesiyle de yatay büyümeyi uyguluyoruz. Şehirde iş merkezleri, hastane ve okulların dışında konutlarda çok katlı binalara müsaade etmiyoruz. Bu doğrultuda yeni bir Sakarya meydana çıkıyor. Sakarya'da deprem esnasında bazı binalar hiç zarar görmezken zemindeki sıkıntı nedeniyle yan yatarak veya çökerek hasar meydana geldi." diye konuştu.

Toçoğlu, Sakarya'nın deprem için çok sağlıklı bir zemine sahip olmadığını ifade ederek, yatay büyümeyle kentte yeni bir mimari tarz geliştirdiklerini dile getirdi.

- Vatandaşa iş birliği çağrısı


Bölgede en önemli sorunlardan birinin deprem esnasında hasar görmeyen, halen insanların yaşamaya devam ettiği çok katlı konutlar olduğunu vurgulayan Toçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu binalar deprem gördüğü için riskli. Bu binalar farklı noktalarda olduğu için toplu kentsel dönüşüm yapamıyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımız oldu, TOKİ'yle iş birliği yaptık. Depremin her an yaşanabileceği şehrimizde çocuklarıyla riskli evlerde yaşayan insanların da bu konuya çözüm bulmak adına bizlerle iş birliği yapmaları en büyük temennimiz. Yenikent bölgesi şehir merkezinden uzak olduğu için burada yapılan binalara çok fazla rağbet olmuyor. Vatandaşlarımız bulundukları yerde dönüşüm olmaları arzusundalar. Bu konuda çalışmalarımız sürüyor."

Başkan Toçoğlu, belediye ve hükümet olarak vatandaşa her türlü desteği vermeye hazır olduklarını ve "Deprem değil bina öldürür." anlayışıyla yapıları oluşturmaya gayret gösterdiklerini kaydetti.

Deprem yönetmeliklerine uygun, sağlam binalar oluşturmaya önem verdiklerini vurgulayan Toçoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sakarya'da deprem olacak, bu kaçınılmaz bir şey. Biz 1999 depremine hazırlıksız yakalandık. O gün mevcut hükümetin durumu çok iç açıcı değildi. Bugün Ankara'da çok güçlü bir hükümet var. Bu konulara önem veren ve ciddi çalışmalar yapan bir hükümet var. Yerel yöneticiler olarak biz de hazırlıklıyız. Belediye olarak Afet Koordinasyon Merkezi'ni oluşturduk. Afet esnasında kriz masasının oluşturulacağı, sevk ve idarenin oradan yapılabileceği bir yapı oluşturduk. Elimizdeki imkanları en iyi şekilde değerlendiriyoruz. En büyük hazırlık depreme dayanıklı yapılar yapmaktan geçer. Vatandaşlarımızın da duyarlı olması gerekiyor. İnşallah yaşanan afetten toplum ve yöneticiler olarak gereken dersi almışızdır. Bu aldığımız dersler doğrultusunda yapılanmamızı sürdürmemiz gerektiğini hatırlatıyorum. O günlerde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum."
6 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]