Radyasyona maruz kalmıştı, artık yürüyemiyor!

Arifiye'de HES Barajı inşaatında çalışan Eyüp B.'nin, baraj inşaatında boru kaynaklarında sızdırmazlık testi yapan (röntgen çeken) cihazdan düşen tespih tanesi şeklindeki radyoaktif ‘İridyum 192’ maddesini eline almasıyla tüm hayatı alt üst oldu.

3 yakınıyla radyasyona maruz kalan Eyüp, artık yürüyemiyor. 2 gün çalıştığı şirketin şikâyeti nedeniyle bir de davalık oldu.

Bambaşka bir şehirde başladığı liseyi 1’inci sınıftayken geçen yıl yarıda bırakmak ve günlük 50 liraya babasının mesleğini yapmak zorunda kaldı. Kalıp ve demir işçisi olarak çalışan Eyüp, kemoterapi tedavisi gören babasının hastalık masrafları artınca yevmiyesi 110 lira olan Kızılcık Barajı inşaatında çalışmak istedi. Yaşı tutmayınca da 2016 Ekim’inde kuzeni Tarık B.’nin misafir olduğu evlerinde unuttuğu kimliğiyle iş başvurusunda bulundu.

Tesbihe Benzeyen Madde Hayatını Kararttı

17 yaşındaki Eyüp’ün hayatı, baraj inşaatında kalfa olarak çalışmaya başladıktan 2 gün sonra geri dönülmez biçimde değişti. Eyüp, baraj inşaatında boru kaynaklarında sızdırmazlık testi yapan (röntgen çeken) cihazdan düşen tespih tanesi şeklindeki radyoaktif ‘İridyum 192’ maddesini eline aldı.

Bir süre oynadıktan sonra cebine koyup işini yapmaya devam ettiği ‘tespih tanesi’ni akşam da evine götürdü. “O nedir?” diye soran annesine “Tespih, imamesi bile var” dedi. Eyüp’ün cebinde taşıdığı o madde ile 19 yaşındaki hamile ablası Kübra, 24 yaşındaki abisi İbrahim ile 1.5 yaşındaki yeğeni Hira Nur da nasibini aldı.

Herkesin Ellerinde Yara Oluştu

3 kardeş ve yeğen, bir süre ellerinde tuttukları radyoaktif maddeyi kenara bıraktı. Çok geçmeden de Eyüp kırmızıya bürünen gözleri, moraran vücudu ile baş ağrısı çekmeye, kusmaya başladı. Ertesi sabah işe gidemedi, acil serviste iğne yapıldı ama durumu anlaşılamadı. Radyoaktif maddeyle temas kuran herkesin ellerinde yaralar oluştu.

Eyüp kalçasındaki sertleşme üzerine gittiği hastanede doktora ‘tespih’ sandığı maddeden bahsetti. Bunun üzerine yapılan tetkiklerde Eyüp’ün vücudunda radyasyon tespit edildi. Önce Acil Servis, ardından ailenin yaşadığı mahalle karantinaya alındı. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), baraj şantiyesinde radyografi çalışmaları yaptı, cihazın içinde bulunan radyoaktif kaynağın düşürüldüğünü ve bulunamadığını bildirdi. TAEK, ailenin peçeteye sarıp poşete koyduğu ‘İridyum 192’yi teslim aldı. Ölçümlerde yayılmış radyoaktif madde tespit edilmedi.

Firma Şikayet Etti

Bu süreçte kardeşleri ve yeğeni radyasyonun etkisinden kurtuldu ancak Eyüp, hâlâ GATA’da tedavi görüyor. Ağrılarını dindirmek için 2 günde bir narkoz verilen ve ayakta duramayan Eyüp’ün yaralanan bölgelerdeki eti ve derisi yok olmuş durumda. Aile üyeleri ise takip amaçlı 15 günde bir kan veriyor.

Aile, radyoaktif madde konusunda önlem almayan şirkete tazminat davası açarken, baraj inşaatını yapan şirket ise 17 yaşındaki Eyüp B.’den başkasının kimliğiyle iş başvurusu yaptığı ve radyoaktif maddeyi evine götürdüğü için şikâyetçi oldu. 10 Mayıs’ta Adapazarı’nda görülecek davaya 18 yaşından küçük olduğu için Eyüp, adına babası katılacak.

30 Metreye Kadar Ölümcül Radyasyon Yayıyor


Radyoaktif ‘İridyum 192’ maddesi, boru kaynaklarının tahribatsız muayenesinde ve röntgen, görüntüleme gibi işlerde kullanılan cihazlarda kullanılıyor. Bu madde kalın kurşun blokların içinde muhafaza edilir ve taşınır. Kontrolsüz açıldığında ise 30 metreye kadar ölümcül radyasyon yayar.

 Eyüp Bapun’un babası Mehmet Emin Bapun, konuyla ilgili olarak, “Oğlumun tedavisi ne zamana kadar sürecek meçhul” dedi.
Van’da 2011 yılında meydana gelen depremin ardından Bapun ailesi Sakarya’nın Arifiye ilçesi Neviye mahallesine yerleşti. İnşaat işçisi olan baba Mehmet Emin Bapun akciğer kanserine yakalanıp kemoterapi görmeye başladı. 17 yaşındaki Eyüp Bapun ise lise birinci sınıfı bırakıp inşaatta çalışmaya başladı. Baraj inşaatında çalışan Emin Bapun, tespihe benzettiği bir maddeyi alıp evine geldi. Bir süre sonra rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Bapun’un radyasyona maruz kaldığı belirtildi. Olay sonrası AFAD ekipleri Bapun’un bulunduğu ev ve sokağı karantina altına alarak, ‘İridyum 192’ isimli maddeyi TAEK'e teslim etti. Eyüp Bapun, Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinde tedavi görmesinin ardından, GATA’ya sevk edildi. Yaklaşık 6 aydır tedavi altında tutulan Bapun’un sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

“Tedavisi ne zamana kadar sürecek meçhul”
Radyoaktif maddeye maruz kalarak GATA’da tedavi altına alınan Eyüp Bapun’un tedavisinin ne kadar süreceğinin belli olmadığını belirten baba Mehmet Emin Bapun, “Van depreminde buraya geldik, buraya yerleştik. Bir daha geri dönmedik, çocuklarım burada çalışmaya başladı. Kendimde rahatsızım, akciğer kanseriyim tedavi görüyorum. Rahatsızlığımdan dolayı oğlum Eyüp okulunu bıraktı, baraj inşaatında çalışmaya gitti. İlk gün çalıştı ve ikinci gün ise bu olay meydana geldi. Orada tespih gibi bir şey bulduklarını söyledi arkadaşlarıyla birlikte. Tespih sanarak eve getirdiği cisim radyoaktif madde çıktı. Madde ile yakın temas olduğundan dolayı vücudunda yanıklar ve yaralar oluştu. Şuanda GATA’da tedavi görüyor, beşinci ayı bitmek üzere. Tedavisi devam ediyor, yürüyebiliyor ama tedavi ne zamana kadar sürecek oda meçhul. Bu olay daha önce Türkiye’de olmadığı için genel olarak buradaki doktorlar bu olayı bilmiyor. Amerika’dan bilgi alıp ona göre tedavi uyguluyorlar” dedi.

“Amerika’daki doktorlara soruyorlar”

GATA’daki doktorların tedavi ile ilgili Amerikalı doktorlardan bilgi alarak tedaviyi sürdürdüklerini ifade eden Amca Tahir Bapun ise “Bu radyasyon olayından dolayı kardeşim mağdur oldu. Ben kendi imkanlarımca yardımcı oluyorum. Hükümetimiz ve devletimizin çıkardığı kanun sayesinde çocuğumuz tedavi görüyor. Eğer bu kanunda olmasaydı acaba halimiz ne olurdu. Çocuğumuzun mağdur olmasına rağmen ne gelip ilgilenen var şirketten, ne ilgili firmadan cihazın firmasından gelip ilgilenen yok. Üç ay ben yanında kaldım, şuanda annesi yanında, altıncı aya giriyor tedavi süreci Ankara’da. Babası mağdur, akciğer kanseri. Keşke böyle olmasaydı mağduriyet giderilseydi en azından bir hal hatır sorulsaydı, bu çocuğun ileride sorunları olabilir doku kanseri olabilir. Üç ay ben GATA’da kaldım doktorlar çaresiz kalıyor, diyorlar ki Türkiye’de böyle bir şey gelmedi başımıza, nasıl tedavi edileceğini yaraya ne süreceğimizi bizde bilmiyoruz diyorlar. Doktorların ilgilenmeleri çok mükemmel ama böyle bir şey başlarına gelmedikleri için tedaviyi tam bilmiyor, Amerika’da ki doktorlara soruyorlar ve onlarla irtibat halindeler. İnşallah ileride iyi olur, ne zamana kadar kalacağını bilmiyoruz. Radyoaktif madde vücudunu çok tahrip etmiş ve kemiklere kadar yakmış” diye konuştu
7 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]