Babadan miras "köşede" hayat mücadelesi

Sakarya'da adliyeden emekli olan Ahmet Dursun, çocuklarının okul masrafını karşılamak için başladığı baba mesleği ayakkabı boyacılığını sürdürüyor.

Sakarya Adliyesi Bölge İdare Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüğünden 2003 yılında emekli olan 7 çocuk babası 61 yaşındaki Ahmet Dursun, çocuklarının okul masraflarını karşılamakta zorlanınca bir iş bulmaya karar verdi.

Çocuklarını okutabilmek için bankadan kredi de kullanan Dursun, bir süre sonra baba mesleği ayakkabı boyacılığı yapmak için belediyeye başvurdu. Gerekli onayın ardından babasının yaklaşık 30 yıl ayakkabı boyacılığı yaptığı Demokrasi Meydanı'ndaki köşede ayakkabı boyamaya başladı.

Dursun, tıp fakültesinde okuyan oğlunun eğitim hayatını tamamlamasıyla ikinci emekliliğinin tadını çıkartarak dinlenmek istiyor.

 "Hem okuyor hem de ayakkabı boyuyordum"

Ahmet Dursun, yaptığı açıklamada, çocuklarını okutabilmek için baba mesleğine devam etmek zorunda olduğunu söyledi.

Eski adliye binasının bulunduğu meydanda babasının da aynı köşede ayakkabı boyadığını anlatan Dursun, 1970 yılında Ağrı'dan göç ettiklerini, babasının o dönem kamyonla İran'a buğday götürdüğünü ve 2-3 ay gelmediğini belirtti.

Sakarya'da kimseyi tanımadıklarından ve babaları da uzun süre başlarında olmadığından sıkıntılar yaşamaya başladıklarını dile getiren Ahmet Dursun, "Hem okuyor hem de ayakkabı boyuyordum. Babama, 'Ya bizi memlekete geri götüreceksin ya da benim yanımda ayakkabı boyamayı öğrenip başımızda kalacaksın dedim." diye konuştu.

Dursun, bu konuşma üzerine babasının mesleği öğrendiğini ve ayakkabı boyayarak onları okuttuğunu, 2003 yılında kendisinin emekli olduğunu ve 2004'te babasının hayatını kaybettiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Emekli olduktan sonra sıkıntıya düştüm, çocukları okutacak gücüm kalmadı. 7 çocuğum var, şu anda 4'ü evli, iki kızım hemşire ve bir oğlum tıp fakültesinde okuyor. Okutabilmek için kredi çektim. Bir avukatın yanına girsem üç beş kuruş verip beni oradan oraya gönderecekti. Ben de belediyeye gittim bir yer rica ettim, onlar da bana babamın ayakkabı boyadığı köşeyi verdiler. Böylece ben de orada aynı mesleği yapmaya başladım"


"Müdür ayakkabı boyuyor diyorlar diye utanır ağlardım"

17 Ağustos depreminden önce adliye binasının o meydanda olduğunu hatırlatan Dursun, ilk başlarda çok zorlandığını aktardı.

"Memur olduğum için ilk başlarda çok zoruma gidiyordu." diyen Dursun, "Benim göreve başladığım yer Sakarya, emekli olduğum yer Sakarya. Birini gördüm mü 'aman beni görmesin' isterdim, 'müdür ayakkabı boyuyor' diye beni gösterirlerdi bir köşeye kaçar, utanır ağlardım ama zamanla alıştım. Özel müşterilerim var, özellikle bana gelirler. Mesleğimi severek yapıyorum, müdürken işime gösterdiğim itinayı bu işe de gösteriyorum."

 "Kışın soğuktan donuyor, yazın sıcaktan kavruluyorum"

Dursun, birkaç ay önce kalp krizi geçirdiğini ve kalbine stent takıldığını, her yanı açık olan ve baba yadigarı gibi gördüğü köşesinde kışın 4-5 kat giyinerek günü tamamladığını, yazın ise tüm gün güneşin altında kalmak zorunda olduğunu ifade ederek, "Elektrik olmadığından ısıtıcı koyamıyorum, yazın da kavruluyorum. Güneşin doğuşu da batışı da benim üzerimde ama çok mutluyum, hırsızlık yapmıyorum helalinden paramı kazanıyorum." dedi.

Çocuğunun okulu bitirene kadar çalışmak zorunda olduğunu belirten Dursun, mezuniyetinin ardından artık dinlenmek istediğini sözlerine ekledi.

7 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]