AKM önünde ABD ve İsrail bayrakları yakıldı

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 639. hafta basın açıklamasında 'Kudüs’ün Özgürlüğü, Ümmet’in Özgürlüğü, İnsanlığın Kurtuluşudur!' diyerek 'Özgür Kudüs, İsrail’siz bir dünya!' çağrısında bulundu.

Platform adına yapılan açıklamada, 'ABD Başkanı’nın kararının, Siyonist yönetim tarafından sevinçle karşılanması elbette sürpriz değildir. Küresel dünya sisteminin iki çıkar örgütü, birbirinin ardını kollamaktadır.  Zalim güçler,kendi hedefleri doğrultusunda her türlü ortaklığı kurmaya devam etmektedir.

Şurası unutulmasın ki; zalime bu cesareti veren, ABD Başkanı Donald Trump’a böylesine pervasızca bir karar alabilme cüreti verenşey; kesinlikle kendi güçleri değildir. Onlar bu cesareti, bizim içinde bulunduğumuz halden almaktadır; başta Suudi Arabistan ve yedeğindeki Körfez devletleri olmak üzere bölge ülkelerinin izlediği işbirlikçi siyasetten, Kudüs gibi ortak bir davada bile ayrı gayrı düşmüş İslam ümmeti’ninvaziyetinden almaktadır. Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Yemen’de, Libya’da yaşanan krizler de, bu parçalanmışlıkları derinleştirmiştir. Neticesinde kazançlı çıkan, hedeflerine bir adım daha yaklaşan İsrail olmuştur. Trump’un kararı da bunun açık bir göstergesidir.' ifadelerinde bulunuldu.

Basın açıklaması yapılan duanın ardından ABD ve İsrail bayrakları yakılarak son buldu.

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 639. Hafta Basın Açıklaması

 
Kudüs’ün Özgürlüğü, Ümmet’in Özgürlüğü, İnsanlığın Kurtuluşudur!

Değerli dostlar, Sakarya’nın duyarlı insanları, sevgili Filistin Dostları,
Amerikan Başkanı Donald Trump, hafta içi yaptığı bir açıklamayla; Kudüs'ü İsrail'in resmi başkenti olarak tanıdığını ve Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınacağını söyledi.
Platformumuz; ABD’nin dünyaya nizamat verme mücadelesine bugüne kadar nasıl karşı koyduysa, bugün de aynı şekilde bu karara karşı çıkmaktadır. Siyonist rejimi tanımadığımız gibi, Kudüs’ün gayri meşru bir işgal yönetiminin başkenti sayılmasını da asla ve asla tanımıyoruz.

1948’te katliamlarla, tehcirlerle başlayan, 1967 yılında Doğu Kudüs'ün işgaliyle genişleyen bu süreç, İsrail’in 1980 yılında Kudüs'ü “bölünmez başkenti” ilan etmesiyle yeni bir boyut kazanmıştı. O yıldan bu yana, çıkardığı kanunun uluslararası alanda geçerlilik kazanmasına çalışan işgal rejimi, ABD Başkanı Trump’un açıklamasıyla kendisine destek buldu.

ABD Başkanı’nın kararının, Siyonist yönetim tarafından sevinçle karşılanması elbette sürpriz değildir. Küresel dünya sisteminin iki çıkar örgütü, birbirinin ardını kollamaktadır.  Zalim güçler,kendi hedefleri doğrultusunda her türlü ortaklığı kurmaya devam etmektedir.

Şurası unutulmasın ki; zalime bu cesareti veren, ABD Başkanı Donald Trump’a böylesine pervasızca bir karar alabilme cüreti verenşey; kesinlikle kendi güçleri değildir. Onlar bu cesareti, bizim içinde bulunduğumuz halden almaktadır; başta Suudi Arabistan ve yedeğindeki Körfez devletleri olmak üzere bölge ülkelerinin izlediği işbirlikçi siyasetten, Kudüs gibi ortak bir davada bile ayrı gayrı düşmüş İslam ümmeti’ninvaziyetinden almaktadır. Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Yemen’de, Libya’da yaşanan krizler de, bu parçalanmışlıkları derinleştirmiştir. Neticesinde kazançlı çıkan, hedeflerine bir adım daha yaklaşan İsrail olmuştur. Trump’un kararı da bunun açık bir göstergesidir.

Düşünün ki, İsrail işgalciliği,Birleşmiş Milletler kararlarında dahi tescil edilmiştir. Bu gerçeğe rağmen Siyonist rejim, işgal ettiği topraklardan bir adım çekilmek geri dursun; bilakis işgale adım adım devam etiştir.Mübarek belde Kudüs’ün İslam’a ait tüm izleri silmeyi sürdürmüştür. Yeri gelmiş Mescid-i Aksa’yı tüm Müslümanlara men edebilmiştir.
 
Siyonizminişte bu pervasızlığı, İslam ümmetinin kendi dertlerine derman olamamasındandır. İşte o yüzden, bu meydanda, defalarca söylediğimiz bir hususu bir kez daha vurguluyoruz: Kudüs’ün özgürlüğü, Ümmet’in özgürlüğüdür ve Ümmet’in her parçası kendi Kudüslerini özgürleştirmeden,ne bölgeye barış, ne dünyaya esenlik gelebilir.

Değerli dostlar;

Şüphesiz ABD’nin aldığı bu karara karşı tepkimizi yükseltmeliyiz. Fakat bu tepki geçici olmamalıdır. Unutulmasın ki, ABD Başkanı o kararı almasaydı da, Kudüs işgal altında kalmaya devam edecekti. ABD Başkanı yarın o kararını geri çekse dahi, Filistin topraklarındaki Siyonist işgal sorunu çözülmüş olmayacak.Asıl sorun, oradaki işgal güçlerinin varlığıdır, o varlığın bölgede kendisine muhattap bulmasıdır.

O yüzden Filistin meselesiyle sadece duygusal bir bağ kurmanın artık yeterli olmayacağını görmemiz gerekiyor. Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya yakınlık duyduğumuz kadar; mevcut işgalin kalıcılaşmasına hizmet eden her türlü kararlardan, anlayışlardan, siyasetlerden, ticaretlerden, tüketimlerden, ilişkilerden de bir o kadar uzak durmalıyız.

Küresel kapitalizmin de,siyonizmin de, insanlığı yakıp geçen emperyalizmin de kahrolmasını arzuluyor olabiliriz. Bu hissiyat çok değerlidir ama kesinlikle tutarlı bir tavra dönüşmesi gerekir. İçinde bulunduğumuz halde, her boyutuyla güçlü bir değişime gitmeden; bir anlık öfkeyle gösterdiğimiz tepkiler sönecek, işgal ise sürecektir.

İsrail, bölgemizde her türlü ticaretini; diplomatik misyonlarını; siyasi faaliyetlerini; askeri operasyonlarını icra etmeye devam ettikçe; Kudüs için yükselen sesimiz, yankısını dahi bulmayacaktır. İşgal, insanlarımızı, Filistin davasının İntifada gençliğini katledip, tüm yaptıkları yanına kâr kaldıkça; zulüm de işgal de maalesef nihayete ermeyecektir.

O halde bu gidişata son vermek için, öncelikle Siyonist rejimin ,Filistin işgalini kalıcılaştıran tüm kanalları nasıl kapatacağımıza odaklanmalıyız. Ve bunun bireysel kararlarla değil; üzerinde ortaklaşılmış bölgesel siyasetlerin kurulmasıyla mümkün olacağını anlamalıyız.

Bugün Kudüs, vicdanını kaybetmemiş tüm insanların içine yer etmiş bir meseledir. Kalbi kararmamış her insan, hangi görüş ya da inançtan olursa olsun; Filistin işgaline karşı çıkmaktadır. Dileriz ki, Trump’un bu pervasızlığı, herkes için bir uyanışa vesile olur ve gelecekte o demeç, “İsrail işgalinin sonuna giden süreçte önemli bir an” diye tarihe yazılır.
 
Platform olarak, bugüne kadar “Özgür Kudüs, İsrailsiz bir dünya” çağrımızdan hiç vazgeçmedik. Bugün de bu çağrımızı bir kez daha yineliyoruz.
6 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]