Kıbrıs Gazileri, 41 yıl önce yaşadıklarını anlattılar

Kıbrıs Barış Harekatına katılan gaziler, harekatın 41. yıl dönümünde yaşadıklarını anlattı. Açlık ve susuzluk çektiklerini söyleyen gaziler, Türk askerinin kahramanca savaştığını belirtti.

20 Temmuz 1974’te Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kıbrıs’ta başlattığı ve 14 Ağustos’ta Türk Birliklerinin başkent Lefkoşa’ya girmesiyle sonuçlanan askeri harekata katılan Sakaryalı gaziler, Kıbrıs Harekatında yaşadıklarını anlattı.

Sakarya Muharip Gaziler Derneği Başkanı ve Kıbrıs gazisi olan 62 yaşındaki Erol Demir Kıbrıs barış harekatında zor günler geçirdiğini belirterek, “20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekatının birinci ve ikincisine katıldım. Harekat sabahı saat 05.30 sıralarında Kıbrıs semalarına geldik fakat çıkarmayı yapamadık. Çıkartma yapamamızın sebebi beşparmak dağlarına bombardıman yapılmasıydı. Uzun bir süre gemi içinde kaldık. Öğleden sonra saat 15.00 sıralarında çıkartmamızı yaptık. İlk sıcak temas olduğu için dağınıklık oldu ve irtibat kopukluğu yaşandı. Savaşın şiddetli zamanında Girne kalesine kadar devam etti. 3 gün süren birinci harekatın sonunda tabiki yemek yiyemedik, aç kaldık ve tabiki susuzluk da vardı. Susuzluğumuzu orada bulunan portakallardan gideriyorduk. Rumların kuyuları zehirlediği bilgisine ulaşınca kuyulardan su içemedik. Susuzluğumuzu portakallardan gideriyorduk. Rumlar çok bubi tuzakları kurmuşlardı. İlk harekat temmuz ayındaydı. Çarpışma esnasında havan mermisi geldi. Şırnaklı aynı bölükten arkadaşımızın ayağı dizden kopmuştu. Çok kan kaybetmişti. Yaralanan arkadaşımızın gözleri bir araya boyandı. Arkadaşımız komutanımıza bana bir sigara verir misiniz dedi. Komutanımız sigarayı verirken, hem eli titriyordu hemde ağlıyordu. Şırnaklı komutanım neden ağlıyorsunuz annemiz bizi bunun için doğurmadı mı diyerek şehit oldu. Bu arada birinci harekatın antlaşması bittikten sonra belli bir boşluk oldu. Bu arada birliklerimiz dar alanda toplanmıştı ve irtibat kuramıyorduk. İkinci harekatın olması gerekiyordu. 14 Temmuz’da ikinci barış harekatı başladı. İkinci barış harekatı sonrası şimdi KKTC haritasını çizmiş olduk” diye konuştu.

"İlginç anlarımız oldu"

Kıbrıs Gazisi Erol Demir Kıbrıs Barış Harekatında başlarından ilginç anıların da geçtiğini söyleyerek, “Yaşanan savaşta komik olaylarda geçti başımızdan. Ben bir arkadaşımla harekatın son günleri su almaya gittim. Mataralarımızda su kalmamıştı. Mataralarımıza su aldıktan sonra etrafımızı yunan askerleri sarmışlar. Biz iki kişiyiz onlar 10 kişi idiler. Döndük baktık silahları doğrultmuşlar bizde ellerimizi mataralarımız ile kaldırdık. Biz ellerimizi matara ile kaldırınca yunan askeri ellerindeki silahları atarak kendileri ellerini kaldırdılar. Bizde onları aldık birliğe getirdik. Komutan sorunca da biz bilmiyoruz ellerimizdekilerini el bombası zannettiler dedik” ifadelerini kullandı.

"Harekat boyunca nöbetleşe uyuduk"

Harekat boyunca nöbetleşe uyuduklarından da bahseden Demir, “Harekat boyunca uyumak yoktu. Gündüz nöbetleşe uyuyorduk çarpışmalar gece oluyordu. 45 - 50 gün boyunca ayakkabılarımızı çıkarmadık. Saç sakal birbirine karıştı ve bitlendik. Sürekli toprakla temas halinde olduğumuz için. Zor günlerdi” ifadelerini kullandı.

"Türk askeri kahramanca savaştı

Türk askerinin Kıbrıs Barış Harekatında kahramanca savaştığını belirten 63 yaşındaki Kıbrıs Gazisi Hüseyin Cantez, “50. piyade alayı 1. Tabur 2. Bölükte Adana’nın Osmaniye ilçesinde idik. Harekat başladığı zamanda açlık ve susuzluk başlamıştı. Gemi de tuz ve haplar vermeye başladılar bize. Çünkü tuz kaybı oluyordu baş dönmesi yapıyordu bizde. 20 Temmuz günü çıkarmamızı yaptık ertesi gün albayımız şehit oldu. Barış harekatında öleceğimizi zannettik, şehit olacağız dedik ama kimse yılmadı. Savaş devam ederken açlık ve susuzluk baş göstermeye başladı. Kuyu arıyoruz ve su bulmaya çalışıyoruz. Ormanlık arazide ilerliyoruz bir bayan bir kız ve erkek çocuğu ile duruyor. Kadının bulunduğu yere havan mermisi gelmiş kadının belden aşağı kısmından girmiş çocuklarını da kucaklamış öylece yatıyordu. Kadını görünce şok geçirdik. Kadının yan kısmından da su akıyor oradan da su içmemiz gerekiyor. Fakat hiçbir asker o bayanın yanından cesaret edip geçemiyordu. Bir askerimiz alıp geleyim dedi. Asker suları getirirken yanında birini daha getirdi. Bu kim diye sorduğumuzda bize vallaha çavuşum bana ateş etti tutturamadı sonra teslim oldu dedi. Çok kötü anımızdı. Çok arkadaşımız şehit oldu bunun yanında çok esir aldık. Açlık susuzluk çok çektik. Fakat askere dur karşıdan ateş geliyor dendiğinde durmuyordu. Askerlerimizde korku yoktu şehit olursam şehit olurum diyordu” şeklinde konuştu.

8 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]