Curoğlu: “Torbanın içi rant ve talan dolu”

CHP Sakarya İl Başkanı Oğuz Can Curoğlu, Meclis Genel Kurulu’ndan geçen Torba Yasa’nın ranta ve talana izin veren bir yasa olduğunu öne sürdü ve “Torbanın içi rant ve talan dolu” dedi.

Curoğlu Torba Yasa için “halka vergi ve ceza affı gibi gösterilip, ama altında rant ve talana izin veren maddelerin yasalaştırıldığı bir kanun” ifadelerini kullandı.

İşte CHPli başkanın Torba Yasa için yaptığı, o sert ve eleştiri yüklü yorumu:

“Kıyı talanının önü açılıyor”
Çarşamba günü itibariyle kesinleşen ve jet hızıyla onaylanan torba yasa peşinde çok ciddi boyutta rant maddeleri dikkat çekmektedir. Sahil bölgelerini ilgilendiren Kıyı Kanunu\'nda öngörülen değişiklikle, kıyılarda 10 metreye kadar yapı yapılabilmesine olanak sağlanarak, bu sayede kıyı talanının önü açılmaktadır.

Ayrıca kıyı ve sahil şeridinde 11 Temmuz 1992 tarihinden önce inşa edilmiş yapıların korunması ve bunlara yapı ruhsatı verilmesi yönündeki eklemelerle bu tarihten önce yapılan yapılara da af getirilmiş olmaktadır. Kıyı Kanunu\'nun kıyıları koruyucu ve yapıları yasaklayıcı hükümlerinin değiştirilmesi öngörülerek, sahillere akaryakıt istasyonları ile enerji üretim tesisleri ve benzeri yapıların kurulabilmesine olanak sağlanmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır. Yine bu değişiklikle kıyıların dokusunu bozan kanal ve göletlerin de yapılabilmesine olanak sağlanmaktadır.

“Yapılaşmaya ve ranta açılmak isteniyor”
Taslağın İmar Kanunu\'nda yapılmasını öngördüğü bir diğer değişiklikle, mevcut yasada imar planlarında meydan, yol, park, yeşil saha, otopark, toplu taşıma istasyonu ve terminal gibi umumi hizmetlere ayrılmış yerler ile askerî yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile ülke güvenliği ile doğrudan doğruya ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri\'ne ait harekât ve savunma amaçlı yerlerin, Hazine ve Özel İdarenin teklifiyle belediyelere devredilebilmesi öngörülerek, buraların da yapılaşmaya ve ranta açılması söz konusu olmaktadır.

“Talana yasal kılıf hazırlanıyor”
Köylülerin meraları, otlaklıkları bu değişikliklere bakıldığında bilim-teknik dışı, hukuk dışı bir yaklaşımla kalan son doğal alanlar, kıyı alanları, meralar, tarım alanları da koruma kapsamı sınırlarından çıkarılarak, ya da yapılaşmaya açılarak, talana yasal kılıf hazırlanmaktadır.

Taslağın İmar Kanunu\'nda öngördüğü değişikliklerde, anılan düzenlemeler eliyle yerel yönetimlerin elinden alınan imar yetkilerine bir müdahale daha yapılarak, planlama kademeleri, planlama ilkeleri göz ardı edilmektedir. Yine tarım alanlarının tarım dışı kullanıma açılması kolaylaştırılmakta, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümleri göz ardı edilmektedir.

“Yağmayı maskelemek niyetindeler”
Kanun taslağı ile İmar Kanunu\'nda yapılması öngörülen değişikliğe göre, kent merkezlerinde resmî yapı ve tesisler ile otopark, cami, hal gibi hizmetlere ayrılan yerler özel mülkiyete konu olabilecek şekilde imar planı değişikliği yapılarak yapılaşmaya açılacak, üstelik eşdeğer alan da ayrılmayacaktır. İmar Kanunu\'nda öngörülen değişiklikler içerisinde bir yandan cami alanları da dahil olmak üzere, sosyal donatı alanlarının yapılaşmaya açılması yönünde değişiklik yapılırken, diğer yandan toplu yaşam mekânlarına mescit yapılması zorunluluğunun getirilmesi ise, en hafif deyimiyle yağmayı maskeleme, dini duyguları okşayarak vatandaşı uyutma olarak nitelenebilir.

“Yasal haklar hiçe sayılıyor”
İmar Kanunu\'nun 28. maddesinde önerilen değişiklik ile "İl sınırı içinde etüt ve projeleri düzenleyecek mimar veya mühendislerin olmaması halinde bu hizmetler görev, yetki ve sorumlulukları 38\'inci maddede belirtilen meslek mensuplarına yaptırılabilir." ifadesine yer verilerek, asli görevleri mimar ve mühendislere yardımcı olmak olan diğer teknik elemanların mimarlık–mühendislik projeleri hazırlamalarına olanak sağlanmakta; bu suretle mimar ve mühendislerin yasal hakları hiçe sayılmaktadır.

“Takipçisi olacağız”
Son olarak AKP, ne kadar vicdanları yaralayan, tepki çeken düzenleme varsa içinde sokuşturduğu, bu yüzden hem muhalefetin, hem toplumun büyük tepkisini çeken tasarıya 131. maddesine yeni bir önerge ekleyerek, İstanbul Ataşehir Belediyesi sınırları içinde bulunan, büyük rant projelerinin olduğu AKP’nin akıllara durgunluk veren düzenlemesiyle partili müteahhitleri 150 trilyon liralık harç ödemekten kurtarıldığı Barbaros Mahallesi, CHP’li belediyenin sınırlarından çıkartılarak, AKP’li Ümraniye Belediyesi’nin sınırlarına katması ile torba yasanın halka vergi ve ceza affı gibi gösterip, ama altında rant ve talana izin veren maddelerinin yasalaştırıldığı ve torbadan rant’ın çıktığı aşikardır.

Bizlerin görevi olan halkımızın haklarını savunmak adına, bu yasanın takibini ve rant maddelerinin engellenmesi için halk adına takipçisi olmak ve halkımızın hakkını sonuna kadar savunmaktır.” 
9 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]