AKM önünde İsrail protestosu

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, Türkiye-İsrail arasında anlaşmaya varılmasına tepki göstererek, Mavi Marmara Katliamı’nın bu şekilde üstünün örtülmesini eleştirdi.

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu'nun, Adapazarı Kültür Merkezi önünde gerçekleştirdiği 536. hafta basın açıklamasında Türkiye-İsrail arasındaki anlaşma, Doğu’da devam eden sokağa çıkma yasakları ve 17-25 Aralık süreci ve iktidar muhaliflerine yönelik baskıcı uygulamalar gündeme alındı.

Platform adına Sakarya Dayanışma Derneği’nden Kadrican Mendi’nin okuduğu açıklamada, iktidar ve İsrail arasında devam eden görüşmelerin sonuna gelindiğininin öğrenildiği belirtildi. Detaylar açıklanmamakla beraber, merkezinde “Mavi Marmara” katliamına ilişkin İsrail’in hukuki ve siyasi sorumluktan çıkaran bir özü olduğunun aşikar olduğunu kaydeden Mendi; "Zira AKP hükümeti “Mavi Marmara” katliamı dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde dava açılmasını şu ana kadar engellemişti.” dedi. Mendi, söz konusu gelişmenin komşu ülkelerle yaşanan açmazlarla ilgili olduğunu belirterek, “Bu son olay bir kez daha; her seçimde “ümmetin lideri, mazlumların umudu “ propagandasıyla müslüman halkın oylarına talip olan AKP’nin gerçek kimliğini bir kez daha ortaya koymuştur.” ifadelerini kullandı.

Sokağa çıkma yasakları

Doğu illerinde devam eden sokağa çıkma yasakları ve şiddet ortamıyla ilgili de konuşan Mendi, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Son altı ayda yedi ilin 21 ilçesinde toplam (en az) 196 gün sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 7 Haziran seçimlerinden bu yana sürekli ilan edilen sokağa çıkma yasakları halen Diyarbakır’ın Sur, Mardin’in Nusaybin ve Dargeçit, Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde sürüyor. Hükümet gelişmeleri  “hendek”lerin varlığı üzerinden izah etse de, biliyoruz ki; hendeklerin kaldırılmasına ilişkin koşulların yaratılmasına ilişkin yeterli adımlar atılmamıştır. Gelinen noktada bölgedeki silahlı kuvvetlerin uygulamaları, güvenliğin sağlanması noktasını çoktan aşmıştır. Onlarca sivil hayatlarını kaybetmiş ve her gün buna yenileri eklenmektedir. Siyasal iktidar bu meseleyi siyaseten çözmek zorundadır, eğer bunu beceremiyor da güvenlik güçlerine bırakıyorsa ortaya çıkacak kaos halinin sorumlusu olacaktır.”

17-25 Aralık süreci

17-25 Aralık sürecinde ortaya atılan iddialarla ilgili olarak herhangi bir hukuki süreç işletilmediğine dikkat çeken açıklamada, şu ifadelere yer verildi; “Bu çok ciddi yolsuzluk iddiaları örtbas edilirken, soruşturmayı başlatan kamu görevlilerinin tamamının meslekten atılması ibretlik bir durumdur. Olayların yaşandığı dönemde bunu,” iktidarı devirmeye dönük bir komplo” olarak açıklayan hükümetin, bugün bu komplo çökertildiğine göre, zanlıları aklanmaları için bizzat kendi elleriyle yargıya teslim etmeleri gerekmez mi?"

Açıklamada son olarak, “Kötüye gidişattan rahatsız olan, iktidarı sorumluluğa ve hesap vermeye davet eden her türlü muhalif yaklaşım, ya bizzat iktidar tarafından bastırılıyor ya da iktidar aparatları tarafından saldırıya uğruyor. Bu şekilde, yani “iktidarı her türlü hata ve noksandan münezzeh” sayan yaklaşım, bizim dinimizin razı olacağı bir yaklaşım olmaz. Din-i islamda hata ve noksandan münezzeh tek bir varlık vardır o da Alemlerim Rabbi olan Allah’tır.” denildi.
8 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]