Adli Tıp Kurumu "YOK" dedi, mahkeme "VAR" dedi

İlimizde, 16 ve 14 yaşlarındaki iki kız çocuğuna fiili livata suçunu işlediği öne sürülen Yaşar Muti, iki farklı adli tıp kurumunun hazırladıkları “kızlarda ne önceden ne de yeni fiili livataya rastlanmamıştır” raporuna rağmen 36 yıl hapis cezası aldı.

Kararı Yargıtay tarafından da onanan Muti’nin ailesi, davayı AİHM\'ye götüreceklerini belirtti.
Adapazarı ilçesinde esnaflık yaparak ailesini geçindiren ve biri engelli 3 çocuk sahibi Yaşar Muti, 2008 yılında Kız Yetiştirme Yurdu’nda kalan 16 yaşındaki N.Ş. ve 14 yaşındaki Ç.B.’nin savcılığa giderek kendilerine fiili livata uygulandığına dair ifade vererek şikayetçi olması sonucu başlayan ve yaklaşık 3 yıl süren yargılamanın ardından 36 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Küçük kızların verdiği ifadelerin birbiriyle çelişmesine ve hem İzmit hem de İstanbul Adli Tıp Kurumları tarafından verilen raporlarda “Livata esinde anüste yeni veya eskiye ait yırtık bulgusu, sıyrık bulgusu tespit edilmediği, sfinkter tonusu yeterli bulunduğu, ruh ve beden bakımından kendisini savunabilecek durumda olduğu, olay nedeniyle ruh sağlığının bozulmamış olduğuna oybirliği ile karar verilmiştir” ifadelerinin yer almasına rağmen mahkeme heyeti adli tıptan gelen raporlar yerine iki kızın ifadelerine dayanarak Muti’ye 36 yıl hapis cezası verdi.

Çareyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi\'nde arayacak

Yaşar Muti ise kendisine iftira atıldığını iki kızın kendi arabasından bir şeyler çalarken yakaladığını ve suçsuz olduğunu söyledi. 36 yıl cezadan iyi halden dolayı 6 yılı indiren ve 30 yıla düşüren mahkeme heyetinin kararını Yargıtay da onadı. Yargıtayın kararı onamasının ardından Türkiye’deki tüm yargı yollarının kendilerine kapandığını kaydeden Yaşar Muti’nin kardeşi Ali Muti, karara anayasa profesörlerinin bile şaşırdığını ve tek kelime cevap veremediklerini belirterek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi\'ne (AİHM) dava açacağını söyledi.

Yaşar Muti’nin yargılandığı davada mağdurelerin yanında tanıklık eden Meryem K. ise bugün pişman olduğunu söyledi. Kılıç yaşananların tamamen bir komplo olduğunu ve Yaşar Muti’nin bir iftira sonucu hapis cezası aldığını ifade etti.

Meryem, şunları belirtti:

“Çiğdem ve Naime benim yurt arkadaşım. Yaşar abinin arabasından bir şey çaldıklarını söylediler ve iftira attıklarını söylediler. 30 yıl ceza aldığını öğrendim. Bunu öğrendikten sonra Yaşar abinin bir akrabasına giderek olup biten her şeyi anlattım. İftira attılar çünkü sürgün gideceklerinden korktular. O yüzden gerçekleri söyleyemediler. Ben üzüldüm. Böyle bir şey olacağını hiç tahmin etmedim. Uzun süre ceza alacağını zannetmiyordum. Bizim kızlar yurttan sürgün olmaktan korktular ve iftira attılar. Yaşar abinin bir kötülüğünü görmedim ne bana karşı ne de çevremdekilere karşı o iyi bir insan. Ondan zarar gelmez. O gün kızlarla konuştum. ‘Yaptığınız iyi bir şey değil dedim. Adamı çoluk çocuğunuzdan ettiniz’ dedim.”

Yaklaşık 3 sene süren dava boyunca küçük kızın sürekli farklı ifadeler vermesine, adli tıp kurumlarının kıza yönelik herhangi bir fiili livata işlenmediğine ve psikolojisinin bozulmadığına dair raporlar vermesine rağmen mahkeme heyetinin kardeşini haksız yere 30 yıl hapis cezasına çarptırdığını söyleyen Ali Muti, yaklaşık 3 sene süren davada oluşan kabarık dosyanın da Yargıtay tarafından iyi incelenmeden onandığını öne sürdü.

"Adli tıp raporları ile bu insan aklandığı halde 30 yıl ceza aldı"

Ağabeyinin masum olduğuna dair hiçbir şüpheleri olmadığını ve adli tıp kurumlarının da verdikleri raporlarla bunu ispatladığını belirten Ali Muti, “2008 yılından beri Yaşar Muti ile alakalı araştırmadığım yer kalmadı. Sormadığım sorular kalmadı. Konu ile esas mağdurlar biziz. 2008 yılında işlendiği söylenen suçun hiçbir belgesi hiçbir delili olmadığı halde Yaşar Muti 30 yıla mahkum olmuş durumda. Bir iftiraya kurban gitmekte. Bunu devletimizin adli tıp raporları da ispatlamakta. Burada adli tıp kurumu raporları elimde. Adli tıp raporları ile bu insan aklandığı halde 30 yıl ceza aldı. Yaşar Muti’nin suçlama ile alakalı hiçbir delil olmadığı halde mahkemenin gerekçeli kararında iftira atan sözde mağdurelerin samimi anlatımlarına itimat edilerek 30 yıl hapis cezası verildi. Verilen ceza Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının hangi maddesinde, hangi kanununda var? Hangi yerinde var? Ben bu sorunun cevabını yetkililerden bekliyorum” dedi.

Yaşanan olayda esas mağdurların kendileri olduğunu söyleyen Ali Muti, “Meryem K., Yaşar Muti’nin 30 yıl ceza aldığını duyduktan sonra vicdan azabı çekip Yaşar Muti’ye atılan iftiraları tek tek bize anlatmaya ve bizim yanımızda olmaya bu mağduriyetin giderilmesi için gerekli bütün mercilere gitmeye karar verdiğini bunun iftira olduğunu söyledi. Bize gerçekte yaşanan komployu anlattı. Yaşar Muti’nin arabasından hırsızlık yapıldığını ve hırsızlık yapıldıktan sonra hırsızlık yapan kızların sürgüne gitmemek için Yaşar Muti’ye böyle bir komplo kurduklarını bize anlattı.

"Hukuk sistemimizi göreve davet ediyorum"

Ben herkesi göreve çağırıyorum. Gerekli olan bütün mercileri göreve çağırıyorum. Mağduriyetimizin giderilmesini en kısa sürede istiyorum. Bu davanın tekrar yargılanmasını ve yargılamada bütün delilleri yeniden gözden geçirmesini istiyorum. Yaşar Muti ile alakalı bir tane delil olmadığını dosya kapsamında gerekli merciler tek tek görecekler ve Yaşar Muti’nin haklı olduğunu görecekler. Bu rapor, Yaşar Muti’nin bu suçu işlemediğinin en büyük ispatı. Bu suçu işlemiş gibi Yaşar Muti’ye 30 yıl ceza verilmiştir. Bu benim raporum, sağlık ocağı veya devlet hastanesi raporu değil. Türkiye Cumhuriyeti devletinin en karanlık işleri aydınlatan en güzide kurumu adli tıp kurumunun raporu. Lehimize olan bu delil maalesef aleyhimize işlemiştir. Hukuk sistemimizi göreve davet ediyorum” dedi.

Biri engelli 3 çocuğu ve eşi Mesude Muti ise Yaşar Muti\'nin suçsuz olduğuna hep inandıklarını belirterek, Yaşar Muti\'nin eve döneceği günü bekliyorlar.
10 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]