28 yaşındaki genç, anestezi kurbanı oldu

Kocaali\'de cep telefonu satan 28 yaşındaki Erdinç Hallı, Adapazarı Özel Adatıp Çarşı Tıp Merkezi\'nde hemoroid ameliyatı öncesinde yapılan lokal anestezi sonucu can verdi.

İğneye bağlı korku reaksiyonu nedeniyle öldü iddiası

Ailesinin suç duyurusunda bulunması üzerine Sakarya Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlatırken, tıp merkezinin başhekimi Sadık Akbıyık, hastanın ilaç reaksiyonu ya da halk arasında fazla bilinmeyen iğneye bağlı korku reaksiyonu nedeniyle ölmüş olabileceğini, ancak bu konudaki kararı Adli Tıp Kurumu\'nun vereceğini söyledi. Fakat basit bir anesteziden sonra genç hastanın ölümü kafalarda soru işareti bıraktı.

Anestezi uygulandı


Kocaali İlçesi\'nden gelen 28 yaşındaki Erdinç Hallı, hemoroid ameliyatı olmak için dün özel tıp merkezine geldi. İddiaya göre burada Genel Cerrahi Uzmanı Dr. B.T. hemoroid şikayetiyle kendisine başvuran Erdinç Hallı’ya Tıp Merkezi’ndeki lokal müdahalelerin yapıldığı odada anestezi uyguladı.

Gencin yakınları tepkili

Anestezi iğnesinin hemen ardından fenalaşan Erdinç Hallı birkaç dakika içinde hayatını kaybetti. Olaydan sonra Erdinç Hallı’nın yakınları hastane yetkililerine tepki gösterirken olay emniyete ve Cumhuriyet Savcılığı’na bildirildi.

Cesedi İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi


Olaya el koyan Cumhuriyet Savcılığı, soruşturma başlatırken, Erdinç Hallı’nın cesedi kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için İstanbul Adlı Tıp Kurumu’na gönderildi.

"Her hekimin başına gelebilir"

Ölüm olayının gerçekleştiği özel hastanenin başhekimi Sadık Akbıyık, hastanın lokal anestezi sonrasında yaşamını yitirdiğini söyleyerek, "Dramatik bir olay. Her hekimin başına gelebilir. Öncelikli olarak hastaya genel anestezi yapılmadı. Müdahaleyi yapan hastane hekimi, lokal anestezi yaparken bu olay yaşandı. Cerrahi vasfı olan hekimler lokal anestezi yapabilirler. Hasta müdahale sırasında ilaç reaksiyona bağlı alerjik reaksiyondan dolayı ya da halk arasında pek bilinmeyen iğneye bağlı korku reaksiyonundan dolayı ölebilir. Tabii bununla ilgili olarak en doğrusunu Adli Tıp Kurum verecektir. Adli Tıp Kurumu raporundan sonra konuşmak doğru olur" dedi.

Soru işaretleri

Şüpheli ölümün ardından kafalarda şu soru işaretleri oluştu:

-Anestezi neden anestezi uzmanının gözetiminde yapılmadı? Anestezi uzmanını yapılan bu anesteziden haberi var mı?
-Genel cerrahi uzmanı ameliyatı küçük gördüğü için mi kendisi anestezi uyguladı? Gerçekten söylendiği gibi cerrahlar da anestezi yapabiliyor mu?
-Anestezi öncesi mecburi yapılması gereken tetkikler ve tahliller yapıldı mı? Yapıldıysa bir şüphe görüldü mü?
-Hasta gerçekten iğneye reaksiyon gösterip mi hayatını kaybetti?

Tabi şu an herşey iddia konumunda. Adli Tıp Kurumu\'ndan gelecek cevap bütün bu sorulara cevap verecek.


Sakarya'da hemoroid (basur) ameliyatı için gittiği özel hastanede yapılan anestezi sonrası hayatını kaybeden 26 yaşındaki gencin ailesi hastane ve doktor hakkında 144 bin liralık tazminat davası açtı.

Kocaali ilçesinde bir cep telefonu bayisi işleten Erdinç Hallı, 20 Ocak'ta hemoroid şikâyetiyle özel bir hastanenin tıp merkezine başvurdu. Doktor B.T. tarafından muayene edilen Hallı, ameliyata alındı. Hallı, ameliyat öncesi uygulanan anestezi iğnesi sonucu aniden fenalaştı. Yaşam fonksiyonları duran Hallı, hastanedeki doktorların tüm müdahalesine rağmen hayatını kaybetti. Savcılık gencin ölümüyle ilgili soruşturma başlattı. Çocuklarının ölümünde hastanenin ve doktorun ihmali olduğunu savunan aile, Sakarya Asliye Hukuk Mahkemesi'nde hastane ve doktor hakkında tazminat davası açtı.

Ailenin avukatı Asena Aslan Burak tarafından mahkemeye sunulan dilekçede, Erdinç Hallı'nın yetkisi olmayan kişilerce yapılan anestezi iğnesi sonrası ameliyata hazırlık evresi de yapılmadığından hayatını kaybettiği ileri sürüldü.

Hallı'nın ameliyat edilmek üzere alındığı ve anestezi uygulandığı yerin ameliyat işlemi yapmak için uygun bir yer olmadığı, anestezi uygulanan hasta için gelişebilecek her türlü komplikasyona karşı tedbir alınmadığı, damar yolu açılmayan hastanın monitöre de bağlanmadığı öne sürülerek; "Ameliyat yerinde kalp masajı aleti bulundurulmamıştır. Anestezinin uygulanmasında gelişebilecek komplikasyonlara karşı uygulanacak lipit dahi hazır değildir. Bu husus anestezi uzmanı doktorun ifadesinde yer almıştır. Hasta gerekli detaylı muayene yapılmadan hemoroid teşhisi konularak ivedilikle ameliyata karar verilmesi, zira davalı doktorun hastayı görmesi ve ameliyata karar vermesi sadece 1 dakika sürmüştür. Doktor hastanın şikayetini ve oturamamasını baz alarak fiziki muayene etmeden hemoroid teşhisi koymuştur ve ameliyata karar vermiştir" denildi.

Tazminat caydırıcı nitelikte olmalı

Baba Musa Hallı ise hastaneye doktordan randevu alarak gittiklerini söyledi. Oğlunun hastane ücretini ödedikten sonra ameliyata alındığını ifade eden Hallı, şunları kaydetti: "Ameliyat için kredi kartımla 650 lira ödedim. Geri döndüğümde ameliyat odasında oğlumu ve hemşireyi gördüm. Hemşireye "iğneyi siz mi yapacaksınız" diye sordum. Hemşire dışarı çıkmamı söyledi. Dışarı çıktıktan yaklaşık 2 dakika sonra içeri koşarak bir görevli girdi. "Ne oluyor" diye sorduğumda "sizinle alakası yok" dediler. Daha sonra önlüklü bir kişi daha koşarak içeri girince bende içeri girdim. 3-4 kişinin oğluma kalp masajı yaptığını gördüm."

Dava konusu olayda hastanenin ve doktorun özen borunu yerine getirmediğini belirten avukat Burak, hasta ve yakınlarını aydınlatma ve onarımlarını alma yükümlülüğünün de yerine getirilmediğini savundu. Tazminat miktarının caydırıcı nitelikte olması gerektiğini kaydeden Burak, baba Musa Hallı için fazlaya ilişkin hakları kalmak üzere 7 bin lira maddi, 50 bin TL manevi, anne Naile için 7 bin lira maddi, 50 bin lira manevi ve kardeş Levent Hallı için de 30 bin lira manevi tazminat olmak üzere 144 bin liralık tazminatın yasal faiziyle birlikte aileye ödenmesini istedi. Hastane ise savunmasında hekimin tüm tıbbi gerekliliği yerine getirdiği, ameliyathanede her türlü tıbbi olanağın mevcut olduğunu ve hastaya tüm ilgili uzmanlarca müdahale edildiğini belirtti.

Sakarya'da hemoroid (basur) ameliyatı için gittiği özel hastanede yapılan anestezi sonrası hayatını kaybeden 26 yaşındaki Erdinç Hallı'nın ölümüyle ilgili yürütülen soruşturma takipsizlikle sonuçlandı.

Kocaali ilçesinde bir cep telefonu bayisi işleten Erdinç Hallı, geçen sene 20 ocakta hemoroid şikâyetiyle özel bir hastanenin tıp merkezine başvurdu. Doktor B.T. tarafından muayene edilen Hallı, ameliyata alındı. Hallı, ameliyat öncesi uygulanan anestezi iğnesi sonucu aniden fenalaştı. Yaşam fonksiyonları duran Hallı, hastanedeki doktorların tüm müdahalesine rağmen hayatını kaybetti.

Ailenin şikayeti üzerine Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı, gencin ölümüyle ilgili soruşturma başlattı. Savcı, olayla ilgili takipsizlik kararı verdi.

Takipsizlik kararında, maktulün kesin ölüm sebebinin tespit edilemediğinden dolayı klasik ve sistematik otopsi yapılabilmesi için cesedin İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildiğini belirtildi. Klasik otopsi yapılması talebi ile birlikte maktulün muayenesinde ve operasyon sürecinde görev yapan personelin, maktulün ölümünde herhangi kasıt, kusur ve ihmalinin olup olmadığı ve aralarında ililiyet bağının olup olmadığı yönünden de rapor düzenlenmesinin talep edildiği kaydedilen kararda, Sağlık Müdürlüğü'nün olayla ilgili yaptığı inceleme ve araştırmanın sonucunda eksiklikler tespit edildiği, ancak tespit edilen eksikliklerin maktulün ölümüyle illiyet bağı oluşturacak eksiklikler olmadığı vurgulandı.

İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan raporda, Hallı'nın ölümünün hemoroite markain enjeksiyonu sırasında meydana gelen inhibisyon (sinir uçlarının uyarılmasına bağlı olarak ortaya çıkan ani solunum ve dolaşım durması) nedeniyle meydana geldiğinin kabulünün gerektiği ifade edildi. Raporda ayrıca fenalaşan hastada lokal anestezinin hastanın monitörize edilerek yapılması gerektiği, monitörize edilmeyen hastaya lokal anestezi yapılmasının eksiklik olduğu, ancak bu eksikliğin ölümüne katkısının bulunmadığı kaydedildi. Ailenin avukatı takipsizlik kararına itiraz etti.

Maktulün ölümü ile maktulün ameliyatının yapıldığı sağlık kuruluşunun çalışanları olan şüphelilerin eylemleri arasında ililiyet bağı bulunmadığı gibi şüphelilere atfı kabil kusurda bulunmadığı belirtilen kararda unsur ve kasıt yokluğu sebebiyle kavuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği vurgulandı.

"Takipsilik Kararına İtiraz"

Maktulün ailesinin avukatı, Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurarak takipsizlik kararına itiraz etti. Ailenin avukatı Asena Aslan Burak, ameliyat koşulları hazırlanmadan ameliyat yapıldığını savundu. Hastada anestezi sonrası komplikasyon geliştiğini ve komplikasyona müdahalede geç kalındığını ileri süren Burak; "Hasta ameliyata alınırken monitöre bağlanmamış. Damar yolu açılmamış. Ameliyata hazırlarken hastanın damar yolunu açarsınız. Ani bir şey geliştiğinde oradan ilaç verebilmek için. Hasta monitörize de edilmemiş. Monitör hastanın solunumunu kontrol eden bir makine. Hasta 'fenalaşıyorum' demeden önce sinyal veriyor. Hasta monitöre bağlı değil. Hasta kendini kötü hissettiğini dile getirebileceği şekilde bırakılmış. Monitöre bağlı olsaydı oksijen yetmezliği daha önceden tespit edilip hastanın 'fenalaşıyorum' demesine gerek kalmadan daha erken müdahale edilebilirdi. Bunlar sağlık müdürlüğünün raporunda ihmal olarak belirtilmiş. Ancak adli tıp 'bu ölüme sebebiyet vermez' diyor. Bizim burada iddiamız 'yüksek dozdan hasta öldü' demiyoruz. Hastada anestezi sonrası komplikasyon gelişti. Komplikasyona müdahalede geç kalındı. Çünkü hastada damar yolu açık değildi. Onu rahatlatacak ilaçlar verilemedi. Sonradan ekip çağrıldı. Damar yolu açıldı. Kalp masaj aleti yoktu. O da daha sonra başka bir odadan getirtildi. Elle kalp masajına başlamışlar. Önce kalp aletiyle müdahale edilseydi belki kalbi durmayacaktı. Ameliyat koşulları hazırlanmadan ameliyat yapıldığı için müdahalede gecikildi. Adli tıp bunu yanlış yorumluyor. Biz bu nedenle takipsizlik kararına itiraz ettik" dedi.

Öte yandan Hallı'nın ailesi, hastane ve doktor hakkında 144 bin liralık tazminat davası da açmıştı.
12 yıl önce
Yorumlar_
[İlk yorum yapan siz olun]